Aklımız ile alay eden siyaset

A -
A +

PKK’nın kurucularından olan terörist Ali Haydar Kaytan etkisiz hâle getirildi.

Karayılan, Kalkan ve Bayık gibi isimler sıranın kendilerine geldiğinden son derece eminler. Bu yüzden de yaşamlarını bir istihbarat örgütü şemsiyesi altında ve muhtemelen Irak coğrafyası dibinde lakin Irak Devleti’nin dışında sürdürmekteler.

Normalde bu türden bir operasyon önceden olsa çok ses getirirdi ve ülkede günlerce konuşulurdu. Lakin artık sıradanlaşmış bir haber gibi geldi geçti.

Öyle de olması gerekir.

Ne yapalım, günlerce ömrü dağda terörist olarak geçmiş birini neden konuşalım?

Bu hafta içinde açıklanan bir kamuoyu araştırmasına göre, terörün Türk insanın yaşamındaki yeri artık ilk beşte dahi değil. Bu da terörle mücadelede ülkenin geldiği noktanın ve normalleşmenin en net resmidir.

Bugün Selahattin Demirtaş’a ‘Biz de hatalar yaptık, daha kapsayıcı olmalıydık’ gibi lafları kerhen de olsa söyleten, devletin terörle verdiği mücadelede elde ettiği başarıdır. Yoksa PKK’nın sokaklarda terör estirdiği, karakollara saldırılar gerçekleştirdiği, gazeteci kisvesi altında birilerinin Kandil’den canlı yayın yaptığı ortamda HDP’nin ortaya koyacağı siyaset bu olur muydu?

Önce Kandil Selahattin’i yalanlar, hatta azarlardı.

Neden yalanlamıyor o zaman?

Çünkü elebaşı kadrosu kendisi de bitiyor, bitmek üzere, son bir şansı var onu da iyi kullanmak istiyor.

İyi de Demirtaş öyle konuşunca operasyonlar mı duracak?

Elbette durmayacak, ama oluşturulan iki türlü algı var şu anda. Birincisi ülke yönetilemiyor, derhâl erken seçime gidilmeli, ikincisi ise Türkiye’nin terör diye bir sorunu mu kaldı ki, kucaklaşalım ve her şey bitsin.

İşte bu algıların hükümranlığında bir seçime gidilirse o zaman HDP ve Kandil’e bir hayat öpücüğü tekrardan bahşedilebilir. Yoksa 2023 seçimlerinde de aradıklarını bulamazlarsa bu işin defteri külliyen kapanmış olacak.

İşte bu algıların birincisine dair yeteri kadar unsur devrede. Türkiye’de gıda temininde büyük sıkıntılar yaşandığından tutun da gece yarısı yayınlanacak kararnameye kadar uzanan birçok spekülasyon devrede. Bu algı ekonomide yaşanan sarsıntılar ile her geçen gün tahkim edilirken, Kemal Kılıçdaroğlu artık freni patlamışçasına her şeyi konuşuyor, her şeyi iddia edebiliyor.

Gözümüzün içine baka baka ‘başörtüsü sorununu biz çözdük’ diyebilen bir Kılıçdaroğlu, toplumun tüm katmanları ile gerçekten helalleşebilir mi?

‘15 Temmuz’da hep birlikte direndik’ dedikten hemen sonra 15 Temmuz sonrası KHK ile atılanlar ile toplantı üzerine toplantı düzenleyen bir Kılıçdaroğlu toplum ile gerçekten helalleşebilir mi?

Ne yani 15 Temmuz’da nasıl direndiğini millet bilmiyor mu?

Peki, 2008 yılında başörtüsü yasağına dair yapılan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesinde iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatta imzasının olduğunu, çıktığı ekranlarda baş örtüsü yasağını savunduğunu bilmez mi?

Elbette bilir, lakin bu konuları ısrarla hakikate mugayir bir şekilde dile getirmekten herhangi bir rahatsızlık duymuyor Kemal Bey. Şimdilerde ona %51 oranında bir oy lazım ve bunun için ne gerekirse söylemeye, konuşmaya, dillendirmeye devam ediyor.

Kemal Bey’in bu anlamda bir sınırı ya da kırmızı çizgisi de kalmamış durumda. O yüzden TSK’nın yurt dışına gönderilmesine dair tezkereye hayır derken, Yozgat’ta Kandil’i yerle yeksan edeceğim diyebiliyor ve bu içine düştüğü durum ya kendisini hiç rahatsız etmiyor ya da aklımız ile alay ediyor.

Aynı husus Selahattin Demirtaş ve Meral Akşener için de geçerli.

Siyaseten hatalar yaptık diyen Demirtaş’ın bugün çıkıp ‘PKK ve YPG milletin başına bela, vahşi birer terör örgütüdür’ demesini beklemiyorsunuz değil mi?

Bu denilmedikten sonra söylenen her şey boş laftan ibarettir.

İşte tam böylesi bir ortamda, kimsenin bu ikiyüzlü siyasete tek kelam etmelerini istemiyorlar, bunun için yeri geliyor şehit ailesine ana avrat en galiz küfürleri ediyorlar, yeri geliyor burası Kürdistan toprağıdır diyenlere de ‘hadi oradan’ diyemiyorlar.

Peki bu durum daha ne kadar devam eder?

Piyasalardaki bu belirsizlik devam ettiği sürece, cambaza bak misali tüm dikkatleri ekonomiye çekecekler ve kirli ilişkileri bir göz bağcılığı içinde örtmeye devam edecekler.

O yüzden ülke olarak içinde olduğumuz iktisadi belirsizliğin ciddiyetini iyi anlamak ve acil bir şekilde piyasa istikrarını geri getirmek gerekiyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.