Pardon ama sözlüsüymüş!..

A -
A +

Geçtiğimiz hafta Almanya sessiz sedasız Rus medya kuruluşu RT’nin Almanya’daki faaliyetlerine son verdi.

Gerekçesi lisans ile ilgili konular.

Fransa, 18 yaşın altındaki Müslümanların başörtüsü takmalarını yasaklayacak düzenleme üzerinde çalışıyor.

Fransa’da tüm siyasi partiler, en aşırı ucu kendilerinin temsil ettiğini ispat edebilmek için, ülkedeki Müslüman topluma dair akla ziyan söylemler geliştirmeye devam ediyorlar.

İsveç ise, Rusya ve Çin’den gelecek yalan haber bombardımanı ile başa çıkabilmek için ‘Psikolojik Savunma Ajansı’ oluşturuyor.

Bu esnada Türkiye’deki Alman, ABD, Rus ve AB resmî yayın organları yalana ve tezvirata dayalı beşinci kol faaliyeti niteliğindeki yayıncılıklarına devam ediyorlar.

Alman DW Türkçe’nin, Türkiye’deki sağlık sisteminin pandemi sürecinde çökeceğine ve yüz binlerce insanın solunum cihazı eksikliğine bağlı hayatını kaybedeceğine dair yaptığı haberleri unuttuk mu?

Keza aynı yayın kuruluşunca, ‘ölüm oranları az ama ya devlet rakamlar ile oynamışsa’ diye yapılan haberleri...

‘Amerika’nın Sesi’ ise daha düne kadar büyükelçilerinin orkestra şefliğinde Osman Kavala üzerinden haddi aşarak mahkeme süreçlerinin yavaşlığını konu edinen haberler yapıyordu.

Oysa bugün ABD siyasi tarihinin yüz karası Guantanamo İşkence Merkezi’nin açılıp işletilmeye başlamasının yirminci yıl dönümü. Bugüne kadar 797 kişinin turuncu giysiler ve siyah kukuletalar ile insanlık tarihinin en ağır işkencelerine maruz bırakıldığı, kahir ekseriyetinin bir kez bile sanık sandalyesine oturtulmadığı yer Guantanamo…

Amacım ‘ya sizden n'aber?’ tadında bir yazı yazmak değil…

Zaten Türkiye’deki yasal süreçler, ilgili ülkelerin elçilerinin dahi izleyebileceği, takip edebileceği kadar şeffaf.

 

Kalaşnikof gölgesindeki demokrasicilik oyunu

 

İşte tam böyle bir ortamda HDP’li vekil Semra Güzel’in Kandil dağında terör örgütü mensupları ile Kalaşnikof silahının gölgesinde gayet samimi görüntüleri ortaya çıktı.

Hiçbir demokrasi normunun içine sığmayacak bu görüntüler ortaya çıkar çıkmaz HDP’nin ortaya koyduğu tepki dudak uçuklatacak cinsten: ‘Fotoğraflar okuldan arkadaşı olan ve aileler arasında sözü kesilen sözlüsüne ait!..’

Sanırsınız ki kamuoyunu ve millet vicdanını rahatsız eden ‘acaba ailelerin onay verdiği bir söz kesilmeden mi bir araya gelindi?’ konusu.

Sayın Meral Danış Beştaş, 83 milyonluk bir ülkede tek Allah kulu dile getirdiğiniz boyutla ilgilenmiyor.

Cambaza bak siyasetini kenara bırakın Allah aşkına…

Millet vicdanı, ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerine yemin etmiş bir vekilin, millete ve devlete kurşun sıkan alçak bir terörist ile bu samimi pozları vermesinden son derece rahatsız..

Konu bu…

 

Pekiyi ama hangi CHP?

 

CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın ‘teröristler ile fotoğraf çektirilmesini uygun bulmayız’ açıklamasını yaptığı dakikalarda ise, CHP’li Sezgin Tanrıkulu cezaevinden tahliye olan Abdullah Zeydan için ‘Sn. Abdullah Zeydan uzun yıllar çok eziyet çektiniz’ mesajını tüm kamuoyu ile paylaşmaktaydı.

Hani şu ‘PKK bir barış ve halk hareketidir, o PKK istese sizi tükürüğü ile boğar’ diye devlete had bildirmeye kalkan Abdullah Zeydan’dan bahsediyorum

Bir de ‘PKK ile HDP arasında bir ilişki var mı ben bilmiyorum’ diyen CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay vardı.

Figen Yüksekdağ sırtını YPG’ye dayadığında bu ilişkiyi görememiş olan Engin Bey, acaba Kalaşnikoflu terörist ile Kandil’de bir araya gelmiş HDP’li vekil üzerinden ilişkiyi görebilmiş midir?..

Listeyi daha uzatabilirim ama bu köşede kaleme aldığım yazılarda HDP ve PKK ilişkisini ve Millet İttifakı ile HDP ilişkisini ispat etmeye dair tek satır dahi yazarak, burada bana tahsis edilmiş alanı zayi etmek istemem…

Bu ilişkiler sağır sultanın dahi malumu ve bu partilerin tabanları bu durumdan habersiz değil…

 

Semra Güzel kamu hastanesinde tabip…

 

Semra Güzel’in görev yaptığı bir hastanede yaralı bir emniyet görevlimize anestezi yaptırır mısınız?

Kimseyi bir şey ile itham etmiyorum, sadece basit bir sual yöneltiyorum.

Anestezi uzmanı olarak devlet kadrosunda tabip olarak görev yapmış Semra Güzel, yarın milletvekilliği süreci sona erdiğinde tekrar kamuda bir hastanede görev almak isterse ne yapacağız mesela?

Terör ile iltisaklı olduğu gerekçesi ile meslekten el çektirilen kaç tabip vardır?

Sezgin Tanrıkulu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatleri gereği, göreve dönüş hakkı verdiğiniz takdirde bu hekimlere kendimizi teslim eder miyiz?

Ya Yunanistan’a helikopterleri ile sığınmış ve KHK ile ihraç edilmiş FETÖ mensubu sözde askerlerin göreve iade edilmesi durumunda, kullandıkları helikoptere Kemal Kılıçdaroğlu huzur-u kalp ile biner mi?

Görüldüğü üzere konu basit bir gassal atamasından ibaret değil.

Bu durumda hangi devlet kendini korumaya almaz?

O yüzden uygulanacak alternatif siyasetin enini boyunu sormalıyız Kemal Bey’e ve Meral Hanım’a.

Millet olarak bunu talep etmek en temel demokratik hakkımız.

Bu sualler hamaset dolu, genel geçer laflar ile geçiştirilmeden cevaplanması gereken sualler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.