Kaydet
a- | +A
Üç gün kalmış idi ki, Resulün vefatına, Cibril aleyhisselam geldi huzurlarına. Dedi; (Yâ Resulallah Rabbin selam ediyor, "Habibim nasıl oldu?" diye hatır soruyor) O günlerde Resul''e hediye kabilinden, Birkaç altın gelmişti, sahabenin birinden. Resulullah görünce o gelen altınları, Buyurdu ki; (Dağıtın fukaraya onları.) Götürüp dağıttılar, şehrin fakirlerine, Velâkin ellerinde bir miktar kaldı yine. Aliyyül Mürteza''ya buyurdular ki hemen; (Sen de bu altınları, götür dağıt tamamen.) Vefattan bir gün önce idi ki, Resulullah, Mescid-i şerifine teşrif etti o sabah. Gördü ki Ebû Bekr''i Sıddık''ın arkasında, Sahabiler saf tutmuş, namaz kılar ardında. Bu hale sevinerek tebessüm buyurdular, Kendi de en son safta, Ebû Bekr''e uydular. Eshab Resulullah''ı gördü selâm verince, "Hastalık geçti" sanıp, gark oldular sevince. Lâkin Peygamberimiz odasına girdiler, Bundan sonra bir daha namaza gelmediler. Bir müddet istirahat ederek sonra yine, Aliyyül Mürteza''yı çağırdı hanesine. Başını kucağına koyuverdi Ali''nin, Fakat çok değişmişti rengi nur cemalinin. Hazreti Fâtıma da, görünce O''nu böyle, Geldi oğullarının yanına üzüntüyle. Ellerinden tutarak, ağladı için için, Dedi; (Bizi kimlere bırakıp da gidersin? Ey babam, canım babam, sana can feda olsun, Hasan ve Hüseyin''i kime bırakıyorsun? Vay babam, senden sonra nice olur halimiz? Senden sonra kimlere bakar bu gözlerimiz?) Duyunca Resulullah kızının sözlerini, Hafifçe araladı mübarek gözlerini. Ve dua eyledi ki Allahü tealaya; (Sen sabır ihsan eyle ya Rabbi Fâtıma''ya.) Ve mübarek kızına buyurdu ki o zaman; (Ey kızım, can çekişme halinde şimdi baban.) Kendisine bunları söyleyince babası, İçli iniltilerle çoğaldı ağlaması. Hazreti Ali ise dedi ki; (Ey Fâtıma, Sus, baban üzülüyor, daha fazla ağlama.) Peygamber Efendimiz onun bu dediğini, İşitip ikaz etti, hemence kendisini. Buyurdu ki; (Yâ Ali, söyleme Fâtıma''ya, Bırak, babası için ağlasın biraz daha.)
ÖNE ÇIKANLAR