Kaydet
a- | +A
"Bilseler yapmazlar!" Bu zât buyuruyor ki; (Hiç gururlanmayınız, Kimseyi küçük görüp, yukardan bakmayınız. Demeyin, "Şu günahkâr, şunlar dahî kâfirdir." Onlara kızmak değil, acımak lâzım gelir. Hattâ duâ etmeli, bu gibi kimselere, Ki onlar da kavuşsun, ebedî ni''metlere. Deyin ki; "Yâ İlâhi, ver onlara hidâyet", Çünki ateşte yanmak çetin ve zordur gayet. O Server de Peygamber olduğu ilk zamanda, Yoktu bir tek Müslüman, o gün Arabistan''da. Müşrikler inanmayıp, Allah''ın Resûlüne, Hakaret ederlerdi üstelik kendisine. Lâkin, O, kâfirlere yine de kızmıyordu, Onlar için en fazla, "bilmiyorlar" diyordu. Bâzısı îman etti, inanmadı bâzısı, Her iki tarafın da, her gün arttı sayısı. Sonunda Müslümanlar, gelip Resûlullah''a, Dediler; "Tâkatimiz kalmadı artık daha. Müşrikler ezâ edip, perişan etti bizi, Bir beddua edin de, kahrolsun herbirisi." O buyurur idi ki, onlara her bir defa; "Bilmiyorlar, bilseler yapmazlar böyle cefa. Ve ben gönderilmedim, bedduâ etmek için, Vazifem anlatmaktır, durup dinlenmeksizin." Bir gün verâ ve takvâ hakkında bâzı zevât, Bilgi istediğinde, şöyle verdi izâhat. (Verâ ve takvâ demek, Allahü teâlânın, Haram ettiklerinden sakınmaktır bi hakkın. Resûlullah buyurdu; "Verâ sahibi olan, En âbid kimse olur, insanlar arasından." Hasan-ı Basrî dahî, buyurdu ki; "Muhakkak, Bu dinde, zerre kadar, verâ sahibi olmak, Bin nafile namaz ve oruçtan kıymetlidir, Yâni alır bunlardan, daha fazla bir ecir." Ebû Hüreyre dahî buyurdu ki bir gün de; Ey insanlar, bilin ki yarın mahşer gününde, Allah''ın huzurunda, toplanınca hepimiz, Verâ sahipleridir, en kıymetli ve aziz." Hak teâlâ Kur''ânda bunu beyan etmekte, Şöyle buyurmaktadır, meâlen bir âyette: "Sevgime kavuşanlar içinde en nihayet, Verâ sahibi gibi yaklaşan olmaz elbet." Günahların hepsinden kaçılamasa dahî, Bâzısından kaçmak da, bir ni''mettir tabii. Zîra bâzılarının nûrları, ileride, Belki diğerlerine tam sirayet eder de, Günahların hepsinden, soğukluğa yol açar, Böylece her günahtan, nefret eder ve kaçar.)
ÖNE ÇIKANLAR