Bu zat buyuruyor ki; (Hiç gururlanmayınız, Kimseyi küçük görüp, yukardan bakmayınız. Demeyin "Şu günahkâr", veyâhut "Şu kâfir"dir, Onlara kızmak değil, acımak lâzım gelir. Hattâ dua etmeli, bu gibi kimselere, Ki onlar da kavuşsun, ebedî ni''metlere. Deyin ki, "Yâ ilâhi, ver onlara hidâyet" Çünkü ateşte yanmak, çetin ve zordur gâyet. O Server de Peygamber olduğu ilk zamanda, Yoktu tek bir müslüman, o gün Arabistan''da. Müşrikler, inanmayıp Allah''ın Resûlüne, Hakaret ederlerdi, üstelik kendisine. Lâkin O, kâfirlere yine de kızmıyordu, Onlar için en fazla, "Bilmiyorlar" diyordu. Sonunda müslümanlar gelip Resûlullah''a, Dediler; (Takatimiz kalmadı artık daha. Müşrikler ezâ edip, perişan etti bizi, Bir beddua edin de, kahrolsun her birisi.) O buyurur idi ki, onlara her bir defa; (Bilmiyorlar, bilseler yapmazlar böyle cefâ. Ve ben gönderilmedim, beddua etmek için, Vazifem anlatmaktır, durup dinlenmeksizin. Çok şükür biz kavuştuk Rabbimizin fadlına, Vâkıf olduk böylece, işin hakikatına. Müslüman, ehli sünnet yarattı bizi Allah, Gösterdi doğru yolu, bize elhamdülillah) Bir gün de buyurdu ki; (Hasta ise kalp eğer, İndallah kabul olmaz, yapılan ibadetler, Yâni borcu ödenip, görmese de hiç azap, Lâkin pek kazanamaz, bundan ecir ve sevap. Kalbin bu hastalığı şudur ki, bilin yine, tutulmuş olmasıdır Allah''tan gayrisine. Belki de "kendisine" bağlanmış olmasıdır, Bu, onun en birinci mühim hastalığıdır. Çünkü kul, "kendi için" ister her bir nesneyi, Kendi için arzular, mal, mevki ve rütbeyi. Mesela çocuğuna ediyorsa muhabbet, Kendini sevdiğinden, onu da sever elbet. Mâzallah onun nefsi, ona "ma''bud" olmuştur, Çünkü o hep nefsinin ardında koşup durur. Nefsin esaretinden kurtulursa bir kimse, Sırf Allah''a kul olur, Rabbine yönelirse, Yâni nefse değil de, Rabbine uyarsa hep, Nefsin arzusu için, etmezse bir şey talep, Gitmiştir kalbindeki o şiddetli hastalık, Ma''bûdu nefsi değil, "Allah"tır onun artık. Çünkü o, "Allah için" yapar her bir işini, Zîra îman ve ihlâs kaplamıştır içini. Sırf Allah rızasını düşünür her bir işte, Kendine tapınmaktan kurtulmak budur işte.

