Kaydet
a- | +A
Mahşerdeki azap... İslam âlimlerinden bir büyük evliya zat, Bir gün sevdiklerine şöyle etti nasihat: Peygamber Efendimiz Baki kabristanında, Gelip biraz durdular iki kabrin yanında. Yanındaki eshaba sordu: (Bu iki kabir, Falanca erkek ile kadının değil midir?) (Evet ya Resulallah) deyince ordakiler, Resulullah onlara şöyle beyan ettiler: (Ben yemin ederim ki Allahü tealaya, Öyle bir vurdular ki şimdi falan mevtaya, Bilcümle uzuvları paramparça oldu hep, Bu kişi devam üzre olur böyle muazzeb. Canının acısından etti ki öyle feryat, İns ve cin haricinde, duydu bütün mahlukat. Gizliyebilseydiniz bu sırrı eğer biraz, Allahü tealaya ederdim dua, niyaz. Kabirlerinden çıkan bu feryat seslerini, Siz de işitirdiniz benim duyduğum gibi.) Oradaki sahabe sordu: (Ya Resulallah, Onların işlediği acaba hangi günah?) Buyurdu: (Falan erkek, üstüne bevil, idrar, Sıçratırdı, bu yüzden azaba oldu düçar. Falanca kadın ise, gıybet ederdi ki hep, Onun azabına da, bu günah oldu sebep.) Mahşerdeki azaptan sordular bir gün yine, Şöyle izah buyurdu bunu sevdiklerine: (Mahşerde binlerce yıl bekleşirken insanlar, Güneş, bir mızrak boyu yaklaşıp halkı yakar. Bir ayağın üstünde, bulunur nice ayak, Günahlarına göre, tere batar cümle halk. Öyle çok sıkışır ki kafirler izdihamdan, Temenni ederler ki, kurulsa hemen "Mizan". Derler ki: (Hesabımız görülse de hemence, Bu şiddetli azabtan kurtulsak bir an önce.) Halbuki bilmezler ki, Cehennemin ateşi, Öyle şiddetlidir ki, bulunmaz asla eşi. Mahşer meydanındaki acı ve sıkıntılar, "Cehennem ateşi"ne nisbetle "Hiç" kalırlar. Bir kum taneciğinin, kâinata nisbeti, Ne ise, öyle çoktur Cehennemin şiddeti. Kalmaz aynı kararda azablar Cehennemde, Gün geçtikçe şiddeti misliyle artar hem de. Kardeşlerim, Cennet ve Cehennem şimdi vardır, Hatta var oldukları, gün gibi aşikârdır. Hak teala Kur''anda bunları bildiriyor, Bir değil, tekrar tekrar bunu haber veriyor. Resul-i ekrem dahi, bunu haber vermiştir, Hem de O ömründe hiç, yalan söylememiştir.
ÖNE ÇIKANLAR