İki büyük mûcize Bu zât bir gün buyurdu: (Ey insanlar bilin ki, Bu zaman "Küfür", zulmet, akıyor bir sel gibi. "İman" ise, bu selde "Saman çöpü" gibidir, O akıntıya karşı, durması mümkün müdür? Ancak kuytu bir yere, bir "Kaya kovuğu"na, Girerse akıntıdan bir zarar gelmez ona. Evliyanın sohbeti, veyahut kitapları, Aynen böyle küfürden kurtarır insanları. Evliyanın sohbeti bulunmadığı vakit, Kitaplarını alıp olmalıdır müstefid. Çünkü kitap okumak, yarısıdır sohbetin, Hergün sekiz sahife, okumalıdır kesin.) Bir gün de buyurdu ki; (Resûl-i zîşan bize, Yâdigâr bırakmıştır, iki büyük mûcize. Bunlardan birincisi, "Kur''ân-ı kerim"dir ki, Odur insanlık için, bir rehber-i hakiki. İkincisi, her hâli, onun orta ve vasat, İdi ki, yoktu onda, asla tefrit ve ifrat. Bunun için büyükler, şöyle buyurmuşlardır; "İşlerin hayırlısı, orta vasat olandır." Bir gün de genç birine buyurduki; (Ey oğlum, Sana ben bu dünyayı anlatmak istiyorum. Dünyada "Allah için" olmayan her ne ki var, Çirkin ve günah olup, "Dünyâ"dır hepsi bunlar Para mal, mevki makam, kadın çocuk ve şöhret, Eğer böyle iseler "dünya"dır hepsi elbet. Unutturmuyor ise, Rabbini sana bunlar, Dünya değil, "ahiret" işinden sayılırlar. Bir çöpçü düşünün ki, fakir olsun begayet, Gönlünü bu dünyaya bağlamamışsa şayet, Kalbi dünyaya bağlı, koltuktaki zenginden, Kat kat daha kıymetli, iyidir bu sebepten. Dünya düşkünlerinden, arslandan kaçar gibi, Hattâ daha ziyade, kaçmalı tabii ki. Ey oğlum, kıymetini iyi bil bu hayatın, Lüzumsuz işler ile, geçirme onu sakın. Yoksa mahşer gününde, pişmanlık olacaktır, Resulullah bu babta, şöyle buyurmaktadır. "Hak teâlâ bir kulu sevmiyor ise eğer, Faidesiz şeylerle, onu hep meşgul eder." Farzları yapmayıp da, nafileleri yapmak, Onun için boş yere uğraşmaktır muhakkak. Çünkü farzın yanında, hiç kalır bir nafile, Büyük deniz yanında, damla da etmez bile. Bir nafile hac için, işlenirse haramlar, Caiz olmayacağı, anlaşılır âşikâr.)

