Kaydet
a- | +A
Dinde dört temel... İslâm âlimlerinden bir büyük evliya zât, Bir gün sevdiklerine şöyle etti nasihat: (Âhiret yolcusuyuz bu dünyada biz elbet, Varacağımız menzil, âhirettir nihayet. İşte bu yolculukta, bize lâzım olacak, Ve gittiğimiz yerde ihtiyaç duyulacak, Şeyler neyse, onları tedarik zorundayız, Evvelâ bu şeyleri bilmek durumundayız. Peki, ne gibi şeyler âhirete âittir, Bu şeyler, "Güzel ahlâk" ve "Amel-i salih"tir. Dînin şu dört temeli, namaz, oruç, hac, zekât, Ve Allah rızasına muvafık her icraat, "Amel-i sâlih"tir ki, yapılırsa ihlâsla, Âhirete gidince sıkıntı olmaz aslâ. Bunların haricinde şeylerle meşgul olmak, Bir ahmaklık olur ki, beğenmez cenab-ı Hak. Denirse ki; "Var ise, ev yâhut at, araba, Bu şeyler, dünyalıktan sayılır mı acaba?" "Âhiret" niyetiyle olurlarsa, iyidir, Yâni dünyalık değil, âhirete âittir. "Nefis" için olursa, hiç itibar edilmez, O, dünyalık olur ki, on para bile etmez. Âhirette faydası olmayacak ne varsa, Hepsi "Dünyalık" olup, vebâldirler bilhassa. İşte bütün bunlarda hatâ yapmamak için, Sorarak yapılması lâzım gelir her işin. Hüner, sual ederek, işi öyle yapmaktır, Başarının sırrı da, burada yatmaktadır. Büyüklerden birisi buyurur ki bu babta; "Soracak hiç bir kimse bulamıyorsan hattâ, Herhangi bir ağaca, git ve sor onu bizzat, Yine kendi kendine, bir işi yapma fakat.) Dediler ki; (Allah''ı görecek mi mü''minler?) Bu suale cevaben, şu bilgiyi verdiler: (Müslümanlar, Cennette Allah''ı görecektir, Bilinmeyen görmekle lâkin göreceklerdir. Zîra nasıl olduğu anlaşılamayanı, Görmenin, olmaz elbet anlaşılır bir yanı. Belki gören kimse de, anlaşılmaz bir hâle, Girer de öyle erer, bu devlet ve kemâle. Bu, derin bir muammâ, anlaşılmaz bir iştir, Lâkin seçilmişlere, bu sır bildirilmiştir. Buna inanmayanlar, göremeyeceklerdir, Zîra, "İnkâr edenler, mahrumdur" demişlerdir. Her şey gibi Allah''ın bir mahlûkudur "Cennet". O, hiçbir mahlûkunun içine girmez elbet. Fakat bâzılarında, zuhur eder nûrları, Bu ni''metten mahrumdur ve lâkin bâzıları.)
ÖNE ÇIKANLAR