"Kadın esir değildir" Allah adamlarından olan bu mübarek zât, "Kul hakkı" hususunda şöyle verdi izâhat: (Yarın kul haklarında adâlet olacaktır, Alacaklı borçludan hakkını alacaktır. Lâkin geçmez orada dünyadaki paralar, Verilir sevap ecir yüklenilir günahlar. O gün "Sırat köprüsü" üstünden geçerken halk, Yedi yerde suale çekilirler muhakkak. Namaz, oruç, haç, zekât, gusül ve kul hakları, Bunlar, ehli mahşere sorulur ayrı ayrı. Çok az "kul hakkı" için, yetmiş yıllık namazın, Ecri, karşı tarafa verilir varsa yarın. Yoksa, alacaklının günahları alınır, Borçluya yükletilip, Cehenneme atılır. İşte bu kul hakkından korkarsa insan eğer, Birini incitirken, âdeta kalbi titrer. Kimseye zerre kadar zarar vermez o insan, Çünki o, kul hakkından korkar da işte ondan. "Kul hakkı" da sadece olmaz sövüp saymakla, Hattâ doğar kul hakkı, birazcık yan bakmakla. Âlimler buyurur ki; (Evlenecek bir kimse, Hanımının hakkını gözetemiyecekse, Evlenmesin, çünki o, kul hakkına girerek, Yarın mahşer yerinde, sıkıntıya girer pek.) Ve yine buyurdu ki; (Kadın esir değildir, En çok münasebet de, evde hanım iledir. Her gün evden çıkarken, hanım ile muhakkak, Helâllaşmalıdır ki, lâzımdır böyle yapmak.) Bir günde meleklerden, ona sual sordular, O dahî bu hususta, şunları buyurdular: (Melekler, Rabbimizin kıymetli kullarıdır, Onların da içinde, Peygamberleri vardır. Emr olunduklarını yapar, isyan etmezler, "Emîn" olduklarından, yanlış iş işlemezler. Gökten inen kitap ve sahifeleri de hep, Onlar getirmiştir ki, doğrudur hepsi elbet. Yemeğe ve içmeğe yoktur ihtiyaçları, Hem dahî evlenmezler ve olmaz çocukları. Çünki yoktur onlarda, erkeklik ve dişilik, Hep itâat ederler, yapmazlar bir gevşeklik. Bütün bunlara rağmen, insanların yükseği, En üstün melekten de, olur yüksek ve iyi. Çünki insan, "Nefis" ve "Şeytan"la savaşıyor, İhtiyacı var iken böyle çok yükseliyor. Yüksek yaratılmıştır onlar ise bilâkis, Hem de yoktur onlarda, ihtiyaç, şeytan, nefis. Onlar, tesbih ve takdis etseler de pek fazla, İnsanlara mahsustur, "Cihad etmek" ihlâsla.)

