Kaydet
a- | +A
En büyük hırsız... Bu zât buyuruyor ki; (Evliyanın kalpleri Yansıtır ayna gibi, ilâhi feyizleri. Zîra Resûlullah''ın kalbinden çıkan nûrlar, Bu evliya zâtların kalbinde karar kılar. Feyiz almak için de, iki şart vardır elbet, Birisi "İnanmak"tır, ikincisi "Muhabbet". Yâni "Filân velînin kalbinde feyiz vardır," Diye samimiyetle buna tam inanmaktır. İkincisi o zâta beslemektir muhabbet, Bu iki şart var ise, o feyiz akar elbet. Onların kitabını, severek, inanarak, Okuyanlara dahî feyiz akar muhakkak. Hiç kitap okumadan geçer ise bu ömür, Bulunur mu mahşerde, bir bahane ve özür? "Haberim yoktu" demek, insanı kurtaramaz, Bilmiyordum" demek de, geçerli özür olmaz. Kim İslâmın emrine tam tâbi olsa eğer, Akar ona sel gibi, o nûr ile feyizler. Tâbi olmak dînidir nitekim İslâmiyyet, Yâ Rabbî, bu nimeti bizlere de ihsan et.) Bir gün de buyurdu ki; (Birinci nasihatim, Dînin emirlerine yapışmaktır her dâim. Yâni bir Müslümanın en birinci görevi, İslâma uymaktır ki, budur işin temeli. Bugün namaz kılanlar, olsa da pek çok fakat, Pek tâdil-i erkân''a, etmiyor çoğu dikkat. Halbuki Resûlullah şöyle buyurmaktadır; "Hırsızların büyüğü, namazından çalandır." Eshab bunu duyunca, sordular ki o zaman; "Nasıl çalabilir ki bir kimse namazından?" Buyurdu; "Erkânına etmezse kim riâyet, O kimse, namazından çalmış olur nihayet." Bir gün de buyurdu ki; (Her kim namaz kılarken, Rükuda, secdede ve kalkınca bu yerlerden, Belini yerleştirip, durmazsa eğer biraz, Hak teâlâ indinde, kabul olmaz o namaz.) Bir gün de namaz kılan gördü bir Müslümanı, Hiç tamam yapmıyordu o tâdil-i erkânı. Buyurdu; "Sen namazı kılıyorsan böyle hep, Başka dinde ölmekten korkmuyor musun acep?" Bir gün de buyurdu ki; "Ey eshâbım, namazda, Rükû ve secdelerden kalktığınız zamanda, Her uzvunuz yerine yerleşip durmazsanız, Hak teâlâ indinde tam olmaz namazınız." Yine buyurdular ki; "Secdelerden sonra tam, Kalkıp oturulmazsa, o namaz olmaz tamam." Yâni namaz kılarken, kim tâdili erkâna, Tam riayet ederse, kavuşur sevabına.)
ÖNE ÇIKANLAR