Dünya hayaldir... Bu zât buyuruyor ki; (Bir hayâldir bu dünya, Yâni bir görüntüdür, yâhut kısa bir rüya. Herhangi görüntünün olması için dahî, Bir aslının olması lâzım gelir tabii. İşte o asıllar da, Cennette bulunurlar, Dünyadaki her şeyin, Cennette bir aslı var. Cennet nimetlerinin dünyadaki hayâli, Dînin emirleridir, "Namaz oruç" misâli. Kezâ Cehennemin de, bir görüntüsü vardır, Bunlar da, "içki kumar" misali haramlardır.) Bir günde buyurdu ki, (Çocuklar bir emanet, Baba, ona dînini öğretmelidir elbet. Nasıl ki mes''ul ise, sürüsünden her çoban, Siz dahi mes''ulsünüz çoluk çocuğunuzdan. Emanete hıyanet olmayacağı gibi, Onlara, dinlerini öğretmeli tabii Babalar çocuğundan, hocalar talebeden, Mes''uldür âmirler de, kendi maiyyetinden. Hattâ âzâlar dahî emanettir insana, Sokmamalı onları bir günah ve isyana.) Bir gün namaz hakkında, sorunca ona bir zat, Buyurdu ki, (Tâdil-i erkâna eyle dikkat. Zîra Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır; "Hırsızların büyüğü namazından çalandır. Hattâ namaz kılarken gördü bir Müslümanı, Ki tamam yapmıyordu o tâdil-i erkânı Rükûdan doğrulunca, dikilip durmuyordu, Secdeler arasında biraz oturmuyordu. Buyurdu; "Böyle namaz kılarsan, öldüğünde, Ümmetimden demezler, sana mahşer gününde." Zeyd ibni Veheb dahî gördü bir Müslümanı, Yapmıyordu namazın tâdil-i erkânını. O kimseyi çağırıp eyledi hemen îkaz, Dedi ki; (Kaç senedir kılarsın böyle namaz?) "Kırk senedir" deyince buyurdu; (Ey Müslüman, Sen namaz kılmamışsın, öyleyse bunca zaman. Böyle namaz kılarsan, sonunda bil ki yarın, İslâm dîni üzere ölmezsin, aman sakın.) Namazın erkânına kim ederse riayet, Hak teâlâ indinde kabul olur o elbet. Zîra namaz, dosdoğru edâ olunduğunda, O namaz, sahibine eder şöyle bir duâ: "Nasıl ki kusurlardan korudunsa sen beni, Allah da her kusurdan korusun böyle seni." Güzel kılınmaz ise, olur çirkin ve siyah, O da beddua eder o kimseye mâzallah. Der ki; "Sen, nasıl beni zâyi ettinse eğer, Allah da seni etsin böyle zâyi ve heder.)

