Sebeplere yapışmak... Bu zât buyuruyor ki; (Bilin ki nefis, şeytan, Kulu, isyankârlığa sevkederler durmadan. Yâni Hak teâladan gelen nûr ve feyize, Mâni olan, bizdeki nefistir önce bize. İnsanın kendisidir, kendine asıl düşman, Düşmanı dışarıda aramayın hiçbir an. "Ben haklıyım" demeye başladı mı bir kimse, Tâbi olmuş demektir, can düşmanı bu nefse. "Filân, on para etmez" dediği anda kişi, Nefsin pençesindedir, bitmiştir onun işi. Başkasını suçlamak suçların büyüğüdür, O nefse esirdir ki, değildir serbest ve hür. Kendini, başkasından daha kabiliyetli, Göreceğine insan, kör olsa daha iyi. Şaka değil, ateş var, dayanılmaz an bile, Cennet de, Cehennem de, dolacak insan ile. Öyleyse Rabbimizin bize ihsan ettiği, Ni''metlerin kadrini bilelim daha iyi. Birisi, "İman"dır ki, bu çok büyük bir ni''met, Elden çıkarmamaya, verin çok ehemmiyet. Öbürü, "Vücut"tur ki, çok şükür sıhhatteyiz, Bu büyük ni''meti de, ihsan etmiş Rabbimiz. Bu emaneti dahî, Onun râzı olduğu, Yerlerde kullanarak tam yapmalı kulluğu. Nasılsa eskiyecek bu vücut en sonunda, Öyleyse bırakın da, eskisin Hak yolunda.) Bir gün de buyurdu ki; (Bilinizki muhakkak, Her şeyi, bir sebeple yaratır cenab-ı Hak. Öyleyse sebeplere tevessül etmelidir, Lâkin tesirlerini Allah''tan bilmelidir. Meselâ "ateş" yakar, "su" söndürür ateşi, Lâkin yalnız Allah''tır yaratan her bir işi. Acıkan yer ve doyar, su içip kanar insan, Yine Hak teâlâdır bu şeyleri yaratan. Bu gibi sebepleri kullanmayıp bir kişi, Eğer zarar görürse, günah olur o işi. Âhiret işlerinde, tevekkül câiz olmaz, Çalışmak emrolundu bunlarda bize esas. Emirlere sarılıp, yasaklardan sakınmak, Kulluk vazifemizdir, yapmalıyız muhakkak. Müslüman, az yemeli ve az uyumalıdır, Lâkin bu, ibadete mâni olmamalıdır. Namazda hâsıl olan mânevi lezzet ve tad, Hariçteki hallerden üstündür hem de kat kat. Namazları zevk ile kılmaya çalışınız, Evvel vaktinde kılıp, sona bırakmayınız. Hadiste buyuruldu; (Her namaz esnasında, Kalkar bütün perdeler, Rab''la kul arasında.)

