Bu din, ilim dinidir Cemâleddin Aksarâyî büyük âlim, evliyâ, Onun irşâdı ile, nurla doldu bu dünya. Güzel ahlâk sahibi, merhametli idi pek, Geçirmişti ömrünü, dine hizmet ederek. Bir günkü sohbetinde, buyurdu ki; (Bu hayat, "Hayal"den ibarettir, değil gerçek, hakikat. Şimdiden hazırlanın, ölüm ve sonrasına, Zira bu ömür bir gün, mutlaka erer sona. Ahiret hayatının, ebedi olduğunu, Ahirette işlerden, hesap sorulduğunu. İnsan iyi anlasa, mesele kalmaz, fakat, Anlamadan ölürse, pişman olur o heyhat! Ölüp kabre girince, der "Eyvah, ben ne yaptım? Niçin bu hakikati, dünyada anlamadım?" Bilmeden bu iş olmaz, bu din "İlim" dinidir, Dini öğrenmek ise, "Amel etmek" içindir. Amel de, "Allah için" yapılır ihlas ile, Kullar beğensin diye, yapılırsa nafile. Evlenmek, bir iş kurmak, yiyip içmek ve namaz, Allah için olmazsa, hiçbir işe yaramaz.) Bir gün de buyurdu ki; (Bu dünya nimetleri, Fani ve geçicidir, aldatmasın sizleri. Ve lâkin bu nimetler, "İslama uymak" için, Yardımcı olurlarsa, olmazlar fena, çirkin. Yani dünya kazancı, ahiret kazancına, Vesile olur ise, minnettir hepsi cana. Ahirete yardımcı olmayan dünyalıklar, Şeker ile kaplanmış, "Zehir"i andırırlar. Dışı şeker ise de, içinde zehir vardır, Buna, ahmak olanlar, şeker diye aldanır. Allah''ın bildirdiği, tiryak ile bu zehre, İlaç yapmayanlara, yazık olsun bin kere. Yani İslâmiyetin, ahkâmına uyarak, Bu zehrin tedavisi, yapılmalı muhakkak. Dünya işlerinizi, yaparken aynı anda, Riayet ederseniz, dinin ahkâmına da, Peygamberler yolunda bulunmuş olursunuz, Ebedi seadete, böyle kavuşursunuz. Şunu da biliniz ki, her günkü hadiseler, Allah''ın takdiriyle, husule gelmekteler. Yani her gün ne ile karşılaşıyorsak biz, "Aradığımız şeyler" olarak görmeliyiz. Ve hattâ çok sevinip, bulmalı bundan huzur, Zira Hak teâlâya "Kulluk" da böyle olur. Kul isek, kul olana, böyle olmak yaraşır, Aksi halde kulluğu reddetmek anlaşılır. Ne gelirse insana, dünyada bela ve dert, Allahü teâlâdan, geliyor hepsi elbet.

