Bağdat'ta yetişen velîlerden Ebû Bekr bin Sa’dan hazretlerinin sevdiklerinden birinin hanımı, bir gece rüyâda gördü bu zâtı.
Evlerini teşrîf etmiş ve “Karnım çok aç. Bir sofra kurun da yemek yiyelim!” buyurmuştu.
O kadın da, sabahleyin anlattı bu rüyâyı beyine.
O da çok sevinip;
“Hayırdır inşallah” dedi. “Yoksa bizim evi mi teşrîf edecekler?”
Hanım; “Neden olmasın” deyince; “Öyleyse hazırla yemekleri, inşallah teşrîf ederler” dedi.
Kadın pişirdi yemekleri.
Sofrayı donattı.
Çalındı kapıları.
Koşup açtıklarında bu büyük velîyi gördüler eşikte.
Sevinçle karşıladılar.
Ve hürmetle; “Buyurun efendim. Hoş safâ geldiniz!” dediler.
Mübârek girer girmez;
“Çok açım. Bir sofra hazırlayın da yemek yiyelim!” buyurdu.
Onlar; “Sofra hazır, buyurun efendim” dediler.
Yemekten sonra duâ edip ayrıldı mübârek...
● ● ●
Bir gün de bâzı gençlere;
"Din kardeşlerinizin işlerine yardım edin. Allahü teâlâ bunun karşılığını mutlaka size verir" buyurdu.
Yine buyurdu ki:
“Peygamberimiz;
‘Bir kimse din kardeşinin bir işini yaparsa, binlerle melek o kimse için duâ eder. O işi yapmaya giderken, her adımı için bir günâhı affolur’ buyuruyor.”
Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...