Kaydet
a- | +A
Sırat köprüsü İslâm âlimlerinden büyük âlim ve velî, Nasihati herkese olurdu faideli. Talebesinden biri sordu ki ona bir gün; (Efendim, aslı nedir, bu Sırat köprüsünün? Denir ki, kıldan ince ve kılıçtan keskindir, Acep bu ifadeden ne anlamak gerektir?) Buyurdu ki; (Evlâdım, Sırât haktır elbette, Cehennem üzerine kurulur âhirette. Mü''minler kolaylıkla geçerek bu köprüden, Cennete girecektir, bunu müteâkiben. Ve lâkin kafirlerin ayakları kayarak, Cehennem ateşine düşerler hor olarak. Gerçi "Sırat Köprüsü" denilse de ismine, Benzemez bildiğimiz dünya köprülerine. Çünkü öbür âlemde, her ne ki varsa eğer, Dünyada olanlara, sadece adı benzer. Meselâ bir talebe, olmak için muvaffak, "İmtihan Köprüsü"nden, geçirilir muhakkak. Halbuki hiç köprüye benzemez imtihan da, Çok kişi geçtiğinden, köprü denir buna da. Sırat köprüsünden de, geçer o gün cümle nâs, Mü''minler kolay geçip, "Ateş"ten olur halâs. Lâkin kâfir olana, gelir bu güç ve ağır, Ve ayağı kayarak, ateşe yuvarlanır.) Bir gün de buyurdu ki; (Mevlâmız hepimizi, Dünya ve âhiretin, iyisi, efendisi, Olan Resûlullah''a, her işte, tam ve kesin, Uymak seâdetiyle, her an şereflendirsin. Çünkü cenab-ı Allah, Ona tâbi olmayı, Çok sever her bir işte, aynen O''na uymayı. O''na tâbi olmanın, ufak bir zerresi hem, Üstündür âhiret ve dünya nimetlerinden. Meselâ, O Resûle tâbi olan bir kimse, Eğer gün ortasında, bir miktar uyur ise, Hiç O''na uymaksızın, senelerce çok tâat, İbadet eylemekten, üstündür hem de kat kat. Çünkü "Kaylûle etmek" yâni bir parça her gün, Öğleden önce yatmak, âdetiydi Resûlün. Yine O Peygambere, uymayı düşünerek, Bayram günü hiç oruç tutmayıp, yiyip içmek, Hiç O''na uymaksızın, senelerce tutulan, Oruçlardan kat be kat üstündür yine bundan. Ve meselâ fakire, yine O''na uyarak, Az birşey verilirse, eğer "Zekât" olarak. Dağlar kadar altını, kendi arzusu ile, Tasadduk eylemekten, efdaldir yine böyle. Çünkü işin esâsı, O Resûle uymaktır; Her işte, her amelde, O''na tâbi olmaktır.)
ÖNE ÇIKANLAR