Kaydet
a- | +A
Bakışları devâdır... "Hacı Bayram-ı Veli" bazı talebesiyle, Geldi Emir Sultan''la görüşmek gayesiyle. O gün "Emir Sultan"ın harabe olan evi, Tamir edildiğinden, ordaydı kendileri. Usta ve marangozlar, hepsi çalışıyordu, Kimisi kalasları yukarı taşıyordu. Hacı Bayram-ı Veli oraya geldiğinde, "Emir Sultan" ayakta duruyordu beride. Biraz sonra yukarda çalışan o işçiler, Büyükçe bir kalası, aşağı düşürdüler. O yöne bakıyordu o arada, "Emir" de Kalas hızla düşerken, takıldı orta yerde. Bir müddet oracıkta kaldıktan sonra yine, Düştü zarar vermeden, boş zemin üzerine. Hacı Bayram, kalbinden eyledi ki şöyle arz; "Kerametiniz ile, kurtulup olduk halas." Onun düşüncesini anlayıp Emir Sultan, Dedi; (Biz, kerameti düşünmedik o zaman. İnşaatın altında çocuklar oynuyordu, Tam onların üstüne hız ile iniyordu. Zarar vermesin diye, kalas o çocuklara, Allaha sığınarak, dua ettik o ara. Gayemiz, kurtarmaktı onları bu âfetten, Zira veli utanır, izhar-ı kerametten...) "Yahya Halife" diye, vardı ki yine bir zat, O da, kendi halini anlatır şöyle bizzat: Ben ne zaman duysam ki, "Şu yerde bir veli var" Hizmetine koşmağı, bilirdim çok büyük kâr. Çünki işitmiştim ki, Allah dostu veliler, Kararmış gönülleri, temizleyiverirler. Onların bakışları, kalp derdine devadır, Onların sözlerinde, Rabbani tesir vardır. Bir gün "Emir Sultan"ın talebesinden olan, "Sinan Halife" diye, halk içinde tanınan, Birini de işitip, koştum onun yanına, Dedim ki; (Bir teveccüh, bir himmet edin bana. Muradım, elinizde tam tövbekâr olmaktır. Ve nefs-i emmaremin şerrinden kurtulmaktır. Zira kendi başıma, uğraşsam da ne kadar, Nefsimin pençesine düşerim yine tekrar.) Ben böyle söyleyince, dedi ki o da bana; (Madem ki hal böyledir, sen git Emir Sultan''a. Onun nurlu kabrinde, dua eyle, tövbe et, Onun yardımı ile, muradın olur elbet.) Oradan ayrılarak, gittim Bursa iline, Vardım Emir Sultanın, nur saçılan kabrine. Artık o azgın nefsim, yola geldi bihakkın, Zira tövbe etmiştim, huzurunda o zatın.
ÖNE ÇIKANLAR