Kaydet
a- | +A
''Neyi bekliyorsun?'' Resulullah''ın kızı Fâtıma hazretleri, Yeni "onbeş yaşına" bastığı günler idi. Eshabtan birçokları istedi Onu, fakat, O Server hiç birine eylemedi iltifat. Ve hatta bu hususta buyurdular ki yine; (Bağlıdır Onun işi Rabbimizin emrine.) Bir gün Ömer Fâruk''la, hazreti Ebû Bekir, Görüşüp dediler ki; (Acaba hikmet nedir? Hazreti Fâtıma''yı, Ali''den gayri gençler, İstediler, vermedi hiçbirine O Server. Haydi, gidip soralım biz hazreti Ali''ye, Hazreti Fâtıma''yı istemez, acep niye? Yoksa talep etmeğe var mı bir mâni hâli? Soralım, ne sebepten bekliyor böyle Ali?) Bunu öğrenmek için gittiler hemen Ona, Gördüler su veriyor, bir kimsenin bağına. Selâm verip, onunla müsafehalaştılar, Daha sonra oturup, bu mevzuyu açtılar. Dediler ki; (Ya Ali, öndesin har hayırda, Yüksek mertebedesin, Resulullah yanında. Fatıma''yı çokları istedi, biliyorsun, Kimseye verilmedi, sen neyi bekliyorsun? Zannederiz bu devlet sana nasib olacak Bunun sebebine de yapışmak lâzım ancak. Bu hususta eshabın arzusu böyledir hep, Hazreti Fâtıma''yı bir de sen eyle talep.) Ali bin Ebî Tâlip, duyunca bu sözleri, Sevinip, yaşla doldu o mübarek gözleri. Dedi ki; (Benim dahi böyledir arzum, ama, El darlığı manidir, böyle geri durmama.) Ona şöyle dedi ki hazreti Ebû Bekir; (Resulullah katında, bu hiç mühim değildir. Mâni olmaz bu işe, maddi sıkıntı hâli, Var hane-i Resule, talep eyle yâ Ali.) Hemence "Peki" deyip onun nasihatına, Geldi Resulullah''ın mübarek kapısına. Çaldı ve girmek için beklerken içeriye, Evden Ümmü Seleme seslendi; "Kim O" diye. Allah''ın Sevgilisi buyurdu ki; (Aç hemen, Zira makbul, mübarek bir kişidir o gelen. Çünkü O, çok seviyor hem Rabbini, hem beni, Allah ve Resulü de, çok sever bu geleni.) O açmağa giderken dedi ki; (Emredersin, Lâkin o, kim ola ki hakkında böyle dersin?) Buyurdu; (Amcam oğlu ve kardeşim Ali''dir, Kapıyı çabuk aç ki, himmeti çok âlidir.) Ümmü Seleme der ki; (Kapıya koştum hemen, Az daha düşecektim yüz üstü acelemden.)
ÖNE ÇIKANLAR