İslam âlimlerinden, O, Ali Semerkandi, Din için hiç durmadan, hizmet edenlerdendi. Yaptığı içindir ki, her işi Allah için, Sözü tesir ederdi, kalbine her kişinin, Kimseden bir menfaat, beklemezdi O aslâ, Çünki O, bu hizmeti, yapıyordu ihlâsla. Bir gün dedi; (Ey insan, eyleme ki hiç gaflet, Bu ömür bir gün bitip, ölüm gelir âkıbet. Bilesin ki bu dünya, fânidir, değil bâki, Elbet sen de olursun, bir gün Hakk''a mülâki. Zevk alma bu dünyanın, aslâ hiçbir şeyinden, Bir an sevinç olsa da, elem gelir peşinden. Öyle bir ömür sür ki, yine sen bu hayatta, Say kendini ya "garip", ya "yolcu", ya da "mevtâ." Mâdem ki ölüm sana, gelecektir an karib, Öyleyse bil kendini, bu dünyada bir "garib". Farzet ki vâsıl oldun, bir yabancı diyara, Yok gidecek bir yerin, yok elinde hiç para. Ne evin var, ne barkın, ne tanıdık bir insan, Derdini anlatmağa, bilmiyorsun dil, lisan. İşte böyle kalınca, tam bir garib, bî-çâre, Allah''a sığınmaktan, gayri olmaz bir çâre. Hakiki dost olarak, bil öyleyse Rabbini, O, senden iyi bilir, zira senin hâlini. Hem sonra erişirse, sana bir dert, musîbet, Yine yalnız Allah''tan, yetişir sana medet. Yâhut da sen kendini, "yolcu" bil bu dünyada, Geri dönmemek üzre, ehline ettin vedâ. Vâsıta bekliyorsun, bir yere gitmek için, O anda bir dünyalık, düşünebilir misin? Deseler ki; (Şurada, bir ev var, bir arsa var,) O anda bunlar seni, eder mi alâkadar? Zîra sen bavulunla, çıkmışsın yola artık, Aslâ ilgilendirmez, seni mal ve dünyalık. Dersin ki; (Ben yolcuyum, ne yapayım emvâli?) İşte hâlis mü''minin, dünyada budur hâli, O bilir ki bu dünya, bir köprüdür nihayet, Hemen geçip gitmektir, en akıllı hareket. Veyahut da dünyada, "ölmüş" bil sen kendini, Düşün ki dedelerin, ecdadın, nerde hani? Bir mü''min, kendisini sayarsa ehl-i mevtâ, Bağlanmaz kalbi ile, bu vefasız hayâta. Çünkü iyi bilir ki, bu hayat sanki hayâl, Ve bu dünya sonunda, bulacak bir gün zevâl. O der ki, madem ölüm, gelecektir muhakkak, Öyleyse bunun için, lâzımdır hazırlanmak. Bir şey muhakkak ise, oldu bilir o bunu, Rabbine ihlâs ile, yapar tam kulluğunu.)

