Kaydet
a- | +A
"Müjdeler olsun!" Resulullah yirmibeş yaşına geldiğinde, Yoktu Ebû Talib''in, fazla bir mal elinde. Geçim sıkıntısından, kederliydi ve üzgün, Bu halde O Server''in yanına geldi bir gün. Dedi ki: (Ey yeğenim, bu fakirlik bizi de, Sarstı ve bırakmadı hiçbir şey elimizde. Hatice binti Hüveylid, öyle zannederim ki, Bir ticaret kervanı gönderir Şam''a belki. Bu işe senin gibi, temiz, emin, vefâkâr, Birisini arıyor olmalı bu aralar. Gidip kendisi ile, bu hususu konuşsak, Seni, başkalarına tercih eder muhakkak.) O esnada Âtike binti Abdülmuttalip, Evlerine gelerek, dedi: (Yâ Ebâ Talip, Muhammed''in evlilik zamanı geldi artık, Bu işin çaresine bakmalı bir aralık.) Ebû Talip dedi ki: (Ben de bu fikirdeyim, Gece gündüz zihnimde, bunu düşünmekteyim. Lâkin maddi bakımdan, şimdi dardır elimiz, Bu işi yapmak için, yok başka gelirimiz.) Âtike arz etti ki; (Bir çare düşünürüm, Münasib görür isen, ben gidip görüşürüm. Hatice, Şam''a giden ticaret kervanına, Bir kişi arıyormuş, haber salmış her yana. Ben gidip söyliyeyim bu işi Hatice''ye, Böylece kavuşulur, birkaç kuruş akçeye.) Hatice validemiz, asil, temiz, mükerrem, Hüsnü cemalde eşsiz bir hanımdı, duldu hem. Güzel olduğu kadar, çoktu malı, serveti, Çoktu aynı zamanda, ilim, edeb, iffeti. Bu yüzden rağbet eden pek çoktu kendisine, Lâkin O hiç kimseyi kabul etmezdi yine. Çünki rüya görmüştü, o günlerde o bizzat, Bu yüzden hiç kimseye etmiyordu iltifat. O gece rüyasında görünmüştü ki ona, Gökten ay yere inip, giriverdi koynuna. Ayın o parlak nûru, sonra da koltuğundan, Çıkıp, bütün âlemi aydınlatmıştı o an. Hemen akrabasından, Varaka bin Nevfel''e, Gidip rica etti ki, "Bunu tâbir et hele." Amcasının oğluydu, bu Varaka bin Nevfel, Hıristiyandı fakat, bilgiliydi mükemmel. Dedi ki: (Ey Hatice, bu çok büyük müjdedir, Ahir zaman Nebisi, şimdi içimizdedir. O Resul alır seni, kendi helâllığına, Ve senin zamanında, ilk vahiy gelir Ona. O Resulün dinine ilk giren sen olursun, Bu, çok büyük bir ni''met sana müjdeler olsun.)
ÖNE ÇIKANLAR