Resulün duası ile... Küffardan bir bahadır vardı ki "Amr" adında, Hendek günü, küffarın içinde vardı o da. "Ali bin Ebi Talip", emri ile Resulün, O Amr''ın karşısına yiğitçe çıktı o gün. Dedi; (Yâ Amr, işittim, yemin etmişsin ki sen, Bir Kureyşli, iki şey isterse eğer benden, Muhakkak birisini, ederim hemen ifa, Doğru mu, böyle bir şey söyledin mi bir defa?) Amr, cevaben dedi ki; (Evet, doğru yâ Ali, Böyle bir şey demiştim, bilir cümle ahali.) Buyurdu ki; (Bilirsin, ben dahi Kureyş''tenim, Benim de şimdi senden, vardır iki isteğim. Birincisi şudur ki, iman et de şimdiden, Kurtar şu vücudunu, Cehennem ateşinden.) Amr dedi; (Bu teklifi, asla kabul edemem, İkincisi ne ise, onu söyle sen hemen.) Hazreti Ali dahi, buyurdu ki o vakit; (Öyleyse sen bu cengi bırakıp Mekke''ye git.) Amr dedi; (Ebû Bekr''in, Osman''ın ve Ömer''in, Başlarını kesip de, öyle geri dönerim.) Kâfirin bu sözünü duyunca Şâh-ı merdan, Gayretine dokunup, gadaba geldi o an. Gürledi ki; (Ey ahmak, bu, kolay mı sanırsın, Ben izin verir miyim, onlara dokunasın.) Amr dedi ki; (Yâ Ali, dikkat eyle lâfına, Sen henüz doymamışsın, bu dünyanın tadına. İstemem bu genç yaşta, öldüreyim seni ben, Kaldırmam kılıcımı gençler için katiyyen.) O dahi kükredi ki, (Ama ben, seni bugün, İnşallah öldürürüm duasıyla Resulün.) O bu sözü duyunca, kan sıçradı beynine, Derhal atından inip, saldırdı üzerine. Çok şiddetli bir kılıç vurdu ise de, lâkin, Kalkanı parçalandı, sırf hazreti Ali''nin. Artık hamle sırası, gelmişti Mürteza''ya, Zülfikar''ı bir anda kaldırarak havaya, İndirdi şimşek gibi, kâfirin ensesinden, Ayırdı bir vuruşta, başını gövdesinden. Kafası, miğferiyle uçarken bir tarafa, Kanları oluk gibi fışkırırdı adeta. En çok güvendikleri Amr''ı hazreti Ali, Öldürünce, küffarın çok bozuldu morali. Geçmişti beş müşrik de, hendekten bu tarafa, Ve hazreti Ali''ye saldırdılar bu defa. Eshab bunu görünce, oraya koşuştular, O zırhlı kafirlerle, dişe diş boğuştular. Kâfirler o hendeği çok güçlükle aşarak, Böylece canlarını kurtardılar kaçarak.

