Kaydet
a- | +A
"Ben Arslanım!" Hayber fethinde dahi, O Resul-i mücteba, Teslim etti sancağı, Aliyyül Mürteza''ya. Buyurdu ki; (Yâ Ali, haydi yürü sen hemen, Lâkin dönme geriye, Hayber''i fethetmeden. Sana, Hak tealadan zafer gelene kadar, Çarpış Yahudilerle, geriye bakma zinhar.) O da veda ederek hazreti Peygambere, Sancağını yükseltip, revan oldu sefere. Varıp kale önüne, dikince sancağını, Büyük bir endişe ve korku sardı düşmanı. Buna rağmen kaleden çıktılar Yahudiler, Hepsi iyi savaşçı ve çift zırhlı idiler. "Hâris" adlı birisi, ileri çıktı birden, Er istedi meydana, Sahabe-i güzinden. Bu, çok meşhur bahadır, "Merhab"ın kardeşiydi, O dahi Merhab gibi, pehlivan bir kişiydi. Önce o hamle yaptı, Aliyyül Mürteza''ya, Sonra hazreti Ali, el attı Zülfikâr''a. Kılıncı şimşek gibi kalktı ve indi birden, O an kâfirin başı, ayrıldı gövdesinden. Bunu seyrediyordu, Sahabe-i kiram da, Tekbir sedalarıyla, gök inledi o anda. "Hâris"in öldüğünü görünce "Merhab hemen, Meydana, dolu dizgin girdi hiç beklemeden. Ve hazreti Ali''nin dikildi karşısına, İri yarı biriydi, bakındı etrafına. İki zırh, iki kılıç kuşanan bu dev adam, Sabırsızlanıyordu almak için intikam. Ve şöyle seslendi ki; (Merhab''dır benim adım, Bekle ki, çok şiddetli olacak intikamım.) Hazreti Ali dahi, ona cevap vererek, Ve bir "arslan" misali, haykırıp kükreyerek. Dedi; (Benim adım da, Aliyyül Mürtezadır, Ve yine bundan başka, bir adım daha vardır. "Haydar" yani "Arslan"dır, ikinci adım da hem, Çünkü, "Arslan" demiştir, doğunca bana annem. İşte ben, arslan gibi kuvvetli bahadırım, Ve senin, bir hamlede başını kopartırım.) Merhab "Arslan" ismini işitince, âniden, Kalbine korku düşüp, geriye kaçtı birden. Zira o görmüştü ki, rüyada gece yatıp, Bir arslan, kendisini öldürmüştü saldırıp. "O arslan bu olmasın" diye düşünerekten, Aliyyül Mürteza''ya, bir hamle yaptı hemen. Çevik bir hareketle, lâkin hazreti Ali, Kalkanını tutarak, karşıladı hamleyi. O anda iki çelik, çarpınca birbirine, Çok kuvvetli bir seda yükseldi gökyüzüne.
ÖNE ÇIKANLAR