Kaydet
a- | +A
''Haydi yürü yâ Ali!'' "Ali bin Ebi Talip" Resulün bizatihi, Amcası oğlu olup, dâmâdıydı hem dahi. Ona buyurdular ki, bir defa Efendimiz; Seninle ben, Hârun''la, Mûsâ Nebi gibiyiz.) Böyle dedikten sonra, buyurdular ki: (Ancak, Benden sonra Peygamber yoktur ve olmayacak.) Nitekim Resulullah, bir harbe gittiğinde, Halife bırakmıştı, Onu kendi yerinde. Buyurdu ki: (Yâ Ali, Medine''de kalarak, Mü''minlerin işine, ol burada göz kulak.) Münafıklar bu hali, derhal haber aldılar, Bunu fırsat bilerek, şu fitneyi yaydılar. Dediler ki: (Muhammed, sıkılıyordu ondan, Bu yüzden onu böyle, uzak tuttu ordudan.) Ali bin Ebi Talip, bunları işiterek, Sevgili Peygambere, bildirdi üzülerek. Peygamber Efendimiz, öğrenince bu hali, Buyurdu: (Yahudiler, yalan söyler yâ Ali. Ben seni Medine''de bıraktım ki yerime, Sen göz kulak olasın, ehlin ile ehlime. Yani sen, Hârun ile, Mûsâ Nebi misali, Olmak istemez misin, benim ile yâ Ali?) Yine O''nun hakkında buyurdu ki O Server; (Yâ Ali, seni ancak mü''min olanlar sever.) Hayber kalesinin de gecikince düşmesi, Çok üzüldü haliyle, Allah''ın sevgilisi. Eshaba buyurdu ki: (Sancağı ben bu sefer, Birine veririm ki, o kal''ayı fetheder.) O sabah bu maksatla, dışarı teşrif edip, Buyurdu ki; (Nerdedir, Ali bin Ebî Talip?) Dediler ki: (Ali''nin, gözünde ağrı vardır, Bu ağrı sebebiyle, gayet ıstıraptadır.) Buyurdular ki: (Olsun, Onu bana getirin) Yardımla getirdiler, yanına O Server''in. O Server, ellerini sürünce gözlerine, Kurtuldu o ağrıdan, Resulün hürmetine. Ve dua eyledi ki: (Yâ ilâhel alemin, Cümle sıkıntılardan, Ali''yi eyle emin.) Daha sonra bayrağı, verip onun eline, Buyurdu ki: (Yâ Ali, git düşman üzerine.) Sonra da kendisine, tembih etti ki hemen; (Yâ Ali geri dönme, Hayber''i fethetmeden. Yardımı erişecek, sana Hak teâlânın, Çarpış o kâfirlerle, arkana bakma sakın.) Hazreti Ali dahi, dedi: (Yâ Resulallah, Anam, babam ve canım, fedadır sana vallah. Onları hidayete getirinceye kadar, Gider ve harbederim, arkama etmem nazar.)
ÖNE ÇIKANLAR