''Benim kardeşimsin'' Peygamber Efendimiz, gelince Medine''ye, Çok kuvvetli bağlılık husule gelsin diye, "Muhacir" Mü''minlerle, onlara yardım eden, "Ensar"ı, kardeş yaptı birbirlerine hemen. Lâkin hazreti Ali, kalınca en sonraya, "Unutuldum" zannedip, geldi Resulullah''a. Üzüntülü bir halde, arz eyledi halini, Dedi; (Yâ Resulallah, unuttunuz mu beni?) Buyurdu ki, (Yâ Ali, unutmadım elbette, Sen benim kardeşimsin, dünya ve ahirette.) Ve yine Medine''ye geldiğinde O Server, Önce hemen bir mescit yapmak arzu ettiler. Böyle karar verince, Allah''ın Sevgilisi, Temel atıp, ilk taşı koyuverdi kendisi. Sonra buyurdular ki; (Sen dahi yâ Eba Bekr, Taşını, benimkinin tam yanına koyuver.) Hazreti Ömer''e de, şöyle buyurdular ki, (Onunkinin yanına koy taşını sen dahi.) Ve yine buyurdu ki, Osman ibni Affan''a, (Sen dahi koy taşını, onunkinin yanına.) Hazreti Ali''ye de, buyurdu ki; (Yâ Ali, Getir, Osman''ınkinin yanına koy sen dahi.) Bir gün de sahabeden, müteşekkil bir ordu, Medine''den çıkarak, Bedir''e vasıl oldu. Kâfirlerden üç kişi, önce öne çıktılar, Üçü de en azılı İslâm düşmanıydılar. Bunlar "Utbe" ve Şeybe" iki birader idi, Üçüncüsü Utbe''nin oğlu olan "Velid"di. O zaman Resulullah, üç yiğit sahabiye İşaret buyurdular, öne çıksınlar diye. Hatta isimleriyle, çağırdılar tek be tek, (Kalk ya Ali, ya Hamza, ya Ubeyde) diyerek. Resulün bu emriyle, bu üç büyük sahabi, Çıktılar ileriye, hemen arslanlar gibi. Kılıçları sıyırıp derhal ilerlediler, Üç azılı kafirin, karşısına geçtiler. Kureyş''ten o üç kişi, sordular; (Siz kimsiniz? Cenk ederiz sizinle, eğer dengimizseniz.) Onlar kendilerini tanıttılar tek be tek, (Ben Hamza''yım, Ali''yim Ubedye''yim) diyerek. Dediler; (Şimdi oldu, bizim dengimizsiniz, Sizinle çarpışmayı kabul ettik şimdi biz.) Mücahitler onları imana etti davet, Lâkin onlar reddedip, etmediler icabet. O zaman üçü birden, kılıçları çektiler, Müşriklerin üstüne, saldırıya geçtiler. Ve Allah''ın arslanı, olan hazreti Ali, Öldürdü bir vuruşta, kafirlerden "Velid"i.

