Bir hutbe okudu ki!.. Peygamber Efendimiz vefat ettiği zaman, Münafıklar azdılar, bozuldu Arabistan. Yalnız Medine ile, Mekke hariç olarak, Etraf kabilelerde, mürted oldu çoğu halk. Hatta aralarında anlaşıp onlar yine, İtaat etmediler kendi valilerine. Mürted kadınlar dahi, vefatıyla Resulün, Şenliğe başladılar, tef çalarak büsbütün. Böyle kötü haberler gelince sahabeye, Üzülüp başladılar, bunu müşavereye. Huzuruna gelerek, Hazreti Ebû Bekr''in, Dediler ki; (Dersini verelim mürtedlerin.) Hazreti Ebû Bekir, minbere çıktı hemen, Şu hutbeyi okudu, sahabeye hitaben. (Duydum ki münafıklar, başlamış fitnelere, Âsi oluyorlarmış, Müslüman valilere. İşi gevşek tutarsak, daha da şımarırlar, Biz ses çıkarmadıkça, hadlerini aşarlar. Ben şöyle diyorum ki, bir an fırsat vermeden, O münafıklar ile, harb edelim biz hemen. Bugünden tezi yoktur, izni ile Allah''ın, Hakkından geleceğiz, biz o münafıkların.) Rivayet edilir ki, Cabir bin Abdullah''tan, (Minberin dibindeydik, birkaçımız eshabtan. Hutbenin tesiriyle, güçlendik biz o vakit, Toplandı cihat için hemen "Onbin" mücahit. Kumandan tayin edip "Halid bin Velid"i de, Mürtedler üzerine gönderdi aynı günde. Ne kadar âsi varsa, öldürerek hepsini, Çok şiddetli verdiler herbirinin dersini. Yine o kadınlar ki, Resul vefat edince, Mürted olup şenlikler yaparlardı bir nice. Hatta sevinçlerinden, azgınlaşıp büsbütün, Tef çalıp orda burda oynarlardı bütün gün. O kadınları dahi, bularak gidip hemen, Cezaları verildi, tehlike büyümeden. Diğerleri bunları hemen haber alarak, Acele halifeye geldiler ağlayarak. "Biz ettik sen eyleme" deyip onlar bu kere, Gelip boyun büktüler, hazreti Ebû Bekr''e. Özür ve aflarını dileyerek bihakkın, Dediler ki; (Halid''i gönderme bize sakın. Namaz, oruç, hac, zekat, yapalım her emrini, Gönderme yalnız bize, Halid nâm emirini.) Ağlayıp sızlayarak, edince böyle talep, Hazreti Sıddık dahi, affetti onları hep. Buyurdu ki; (Öyleyse, dönünüz yerinize, Hâlid kumandanımdan bir zarar gelmez size.)

