Kaydet
a- | +A
Adalet timsali!.. Adâletin timsali, Sıddîk''ın halifesi, İyilikler menbaı, feyz ve nûr hazinesi. Dokuzuncu dedesi, "Kâ''b" adlı bir kimsedir, Soyu, Resulullahla bu kimsede birleşir. O iman etmesiyle, otuziki yaşında, Mü''minlerin sayısı, kırka çıktı o anda. "Fâruk" lakabı ile, şereflendi sonradan, Nitekim bir hâdise vukû buldu o zaman. Şöyle ki, bir "Yahudi" ve bir "Münafık" kimse, İhtilâfa düştüler, bir şeyden her nedense. O zaman münafığa dedi ki o yahudi; (İstersen Muhammed''e gidelim yürü haydi! Ona söyleyelim de, bu ihtilafımızı, Meseleyi o çözsün, ve bulsun aramızı.) Böylece yahudinin uyarak arzusuna, Geldiler Peygamber-i zişanın huzuruna. Meseleyi ayniyle, verince Ona haber, "Yahudinin lehine" hüküm verdi Peygamber. Çıktılar daha sonra, Resulün huzurundan, Lâkin o münafığın, huzuru kaçtı bundan. Dedi ki: (Bu olmadı, gel Ömer''e gidelim, O nasıl hükmederse, onu kabul edelim.) Yahudi buna dahi, razı olup bu sefer, Ömer ibnil Hattab''ın, hanesine gittiler. Meseleyi anlatıp, beklerken ondan cevap, Önce bir sual sordu, onlara İbni Hattab. Buyurdu ki: (Var iken, Peygamber Efendimiz, Siz Ona gitmeyip de, niçin bana geldiniz?) Yahudi arz etti ki: (Biz buraya gelmeden, Söylediğiniz zâta gittik daha evvelden. Lâkin Onun hükmünü, beğenmedi bu kişi, Şimdi sana geldik ki, halledesin bu işi.) O böyle söyleyince, gadablandı o ara, Lakin belli etmedi, kızdığını onlara. Sonra o münafığa sordu ki dönüp hemen; (Resule gittiğiniz doğru mu hakikaten?) Münafık (Evet, doğru) diyerek edince arz, Buyurdu: (Öyle ise, bekleyin beni biraz.) İçeriye girerek, bir "Satır" aldı hemen, Eteğinin altında, çıktı belli etmeden. Onlar merak içinde, beklerken ondan cevab, O satırı hiddetle kaldırdı İbni Hattab. Büyük dehşet içinde, bakarken onlar Ona, İndirdi o satırı, münafığın boynuna. Buyurdu: (Peygambere, inanmazsa bir kimse, Böyle hüküm veririm ibret olsun herkese.) Cibril aleyhisselâm, Resule geldi o an, Dedi: (Ayırdı Ömer, hakkı batıl olandan.)
ÖNE ÇIKANLAR