Gazadan dönen erler!.. Bir yıl hazreti Ömer, emredip askerine, Gazaya göndermişti, İran''ın üzerine. Düşmanla şiddetli bir savaşa giriştiler, Allah''ın yardımıyla zafere eriştiler. Sayısız ganimetle, döndüler Medine''ye, Bu sevinç ve sürurla, çıktılar halifeye. Yüz vermedi halife, onlara o gün fakat, Hatta soğuk davranıp, etmedi hiç iltifat. Onlar bunu görünce, yıkıldılar âdeta, Dediler ki "Muhakkak işledik biz bir hata" Ve oğlu Abdullah''ı hatırladılar o an, Dediler; (Bu hususu soralım gidip ondan.) Geldiler Abdullah''ın yanına onlar derhal, Anlatıp dediler ki; (Böyledir işte ahval. Gazadan zafer ile döndüğümüz halde biz, Nedense yüz vermedi, bize hiç pederiniz. Halbuki bundan önce, dönünce bir gazadan, Ayrı ayrı iltifat ederdi bize baban. Muhakkak hatamız var, biz bunu biliyoruz, Lakin nedir o hata, öğrenmek istiyoruz.) Abdullah ibni Ömer, sordu ki hâziruna; (Siz böyle mi çıktınız babamın huzuruna?) Meğer onlar, İran''dan değişik elbiseler, Giyip de o şekilde huzuruna girmişler. Çıkararak hemence, o üstündekileri, Giydiler her zamanki eski elbiseleri. İzin alıp huzura girince tekrar yine, Çok iltifat eyledi, bu sefer herbirine. Hal ve hatırlarını sorarak hem de bizzat, Hepsiyle ilgilenip, eyledi çok iltifat. Birisi cesarete gelerek sahabeden, Bu işin hikmetini, edeble sordu hemen. Dedi ki; (Bundan önce, geldiğimizde size, Hikmeti ne idi ki, bakmadınız hiç bize?) Buyurdu; (O esvabla, görünce sizi o an, Şöyle geldi kalbime, hiç elimde olmadan. "Değişti Sahabenin bugün elbiseleri, Bu gidişle sonra da, değişir hep kalpleri." Yarın mahşer gününde, kavuşunca Resul''e, Korkarım sorar bana, "Yâ Ömer bana söyle. Görmedin mi gazadan geri dönen erleri, Nasıl değiştirdiler, onlar elbiseleri. Sonra kalpleri dahi, değişti de onların, Bunları göre göre, niçin mani olmadın?" İşte bundan ötürü, siz gazadan dönünce, İltifat edemedim sizi öyle görünce, Vaktâ ki çıkardınız, siz o elbiseleri, Zail oldu endişem, iyi gördüm sizleri.)

