Kaydet
a- | +A
"Var mı bir senediniz?" Bir gün hazreti Ömer, emredip askerine, Gazaya göndermişti, kâfirler üzerine. Savaşa gidenlerin evlâd-ü iyalini, Yoklayıp sordururdu, herbirinin halini. Dolaşırdı kendi de, her gece bir vardiye, "Yardıma muhtaç olan bir kimse var mı?" diye. Yine böyle gezerken, şehirde geceleyin, Bir konuşma işitti, içinden bir hanenin. Dinledi, diyordu ki bir fakir kadıncağız; (Erim gitti gazaya, biz şimdi n''apacağız? Aç ve susuz olarak, bıraktı evde bizi, Biliyor mu halife acep bu halimizi?) Bunu duyup, oradan gitti hemen evine, Bir çuval un sırtlayıp, o eve geldi yine. Kapısını çalarak dedi ki; (Bunu alın, Bir ihtiyaç olursa, doğruca bana varın.) Kadın çok memnun oldu, bu gelen hediyeden. Mahcub oldu bu sefer kendisi halifeden. Yine hazreti Ömer, halifelik devrinde, Fakir olup, pek para bulunmazdı elinde. Hatta bir bayram günü, eshabtan çok kimseler, Almıştı çocuğuna, bayramlık elbiseler. Halifenin oğlu da, yanına koşup derhal, Dedi ki; (Babacığım, bana da elbise al) Lâkin bir şey alacak parası yoktu onun, Durumu söyleyince çocuk çok oldu mahzun. Yeni bayramlıklarla, her çocuk sevinirken, Yamalıydı onunki, hem de birkaç yerinden. Onlar bunu farkedip, yanına toplandılar, Kendisini alay ve istihzaya aldılar. Üzülüp geldi çocuk, babasının yanına, Durumu ağlayarak söyledi tekrar ona. Hazreti Ömer dahi, üzüldüyse de ancak, Yoktu o gün parası, bir elbise alacak. Çağırdı huzuruna, beytül-mal memurunu, Anlatıp kendisine, çocuğun durumunu. Dedi ki; (Gelecek ay maaşıma mahsuben, Biraz avans olarak, para istiyorum ben.) Bu teklif karşısında, düşünüp memur biraz, Veremeyeceğini kendisine etti arz. Dedi ki; (Mazur görün, bu hususta beni siz, Asla gelmez yerine sizin bu talebiniz. Çünki yoktur hakkınız, o maaştan almaya, Var mı bir senediniz, otuz gün yaşamaya?) Halife, memurunun bu haklı sözlerine, Hak verip, pişman oldu avans istediğine.
ÖNE ÇIKANLAR