Güzel ahlâk Allah adamlarından bir büyük velî idi, Sohbeti, herkes için pek çok faideliydi. Bir günkü vaazında sohbet ederken bu zât, "Güzel ahlâk" hakkında şöyle etti nasihat: (Nasıl ki bir temeli var ise her binanın, Güzel huy ve ahlâk da, temelidir islâmın. Bunu elde etmenin yolu ise bir tektir, O da, hep iyilerle arkadaşlık etmektir. İyi huylu olmayı emreder İslâmiyet, İyi bir insan olmak, bir mârifettir elbet. Güzel ahlâk sahibi, tanınır çok âşikâr, Güler yüz, tatlı dili etmiştir âdet, şiar. Cömerttir, isteyene verir hem fazla fazla, Ve kendi nefsi için, kimseyi üzmez aslâ. "Gıybet" nedir, bilmez hiç, çekiştirmez kimseyi, Nazarında her mümin, kıymetlidir ve iyi. Dünyaya zerre kadar itibar eylemez hiç, Onu gören kimseyi, kaplar neş''e ve sevinç. Öyle fazla korkar ki, Cehennemden, ateşten, Kaçınır titizlikle, günah olan her işten. Kışın evde sobaya koyarken kömür, odun, O anda hatırına "Cehennem" gelir onun. Her ne zaman, nerede, sohbet etse bir ara, Ölüm ve âhiretten bahseder insanlara.) Bir gün de buyurdu ki; (Fütüvvet, yâni mertlik, Kötülük yapana da, yapmaktır hep iyilik. Seni sevmeyene de, ihsanda bulunmaktır, Sevmediğin ile de, hep tatlı konuşmaktır. Müslüman, az konuşur, az güler ve az uyur, Zîra fazla kahkaha, Allah''ı unutturur. Sebeplere yapışır, sonra eder tevekkül, Hep Allah''a güvenip, kula etmez tenezzül. Türlü ihtiyaçlardan, kurtulmanın ilâcı, Allah''tan beklemektir, her türlü ihtiyacı. Kul, her ihtiyacını bırakırsa Allah''a, Onun sebeplerini, yaratır Hak teâlâ. Allah''ını ne kadar seviyorsan sen eğer, Allah''ın kulları da, o kadar seni sever. Sen Allah''a ne kadar edersen eğer tâat, Kulları da, o kadar sana eder itâat. Allahü teâlâdan korkar isen ne kadar, Allah''ın kulları da, o kadar senden korkar. Hülâsa her yaptığın, olsun sırf "Allah için," Yoksa, faidesini görmezsin hiçbir işin. Allah ile aranda en büyük perde, mâni, Düşünmektir sadece, kendi menfaatini. Evlât ve ailesi içinde de Müslüman, Güleryüz, tatlı dilli olmalıdır her zaman.)

