Hatice validemiz, "radıyallahü anha", Yok idi hâtunlardan akıllı ondan daha. Hem cemâl, hem kemâli üstün idi herkesten, Asil ve temiz idi, haseb ile nesebten. Şereflendikten sonra Resulün nikâhıyla, Kıymeti, bin kat daha yükselip oldu a''lâ. Hazreti Peygambere, Allahü teâlâdan, (İslâmı tebliğ eyle) emri geldiği zaman, Resulullah hemence, başladı tebliğine, İlk önce Hatice''yi, dâvet etti bu dine. O dahi en ufak bir tereddüt göstermeden, Allah''ın Resulünü, tasdik etti gönülden. Kadınlardan Resule iman eden ilk önce, Hatice validemiz olmuş oldu böylece. O Server, o gün onu yanlarına aldılar, Hira mağarasının, yakınına vardılar. Geldiler Cebrail''in akıttığı çeşmeye, Tarif etti asdesti, hazreti Hatice''ye. Resulullah''ın kalbi, incinseydi bir şeyden, Hazreti Hatice''ye, söylerdi onu hemen. Zira yoktu o vakit, gidecek başka yeri, Onun tesellisiyle, rahatlardı kalpleri. Allah''ın Resulüne, çok hizmet ettiğinden, Rabbimiz de hoşnud ve razıydı kendisinden. Hattâ selâm gönderdi, Rabbimiz bir gün Ona, Kavuştu böylelikle Rabbin iltifatına. Resulün dert ortağı, zevcesi ve sırdaşı, Ve yirmi dört senelik, bir hayat arkadaşı. Olan asil ve temiz, o hazreti Hatice, Vefat etti nihayet, Hicretten üç yıl önce. Ramazanda, altmışbeş yaşında etti vefat, Elleriyle defnetti, Onu Fahr-i kâinat. Onun ayrılığına, pek fazla üzülmüştü, Hattâ Ebû Talip de, aynı sene ölmüştü. Resulullah o sene, pek çok üzüldüğünden, "Senetül hüzün" dendi, o seneye bu yüzden. Özellikle hazreti Hatice''nin vefatı, Üzüntüye boğmuştu, Server''i kâinatı. Çünki herkesten önce, o iman eylemişti, Resul-i müctebayı, ilk o tasdik etmişti. Herkes ezâ ederken, Allah''ın Habibine, O, ferahlık verirdi, Onun nûrlu kalbine. Hem dahi nesi varsa, malı mülkü, serveti, İslâmiyet uğrunda, harcayıp feda etti. Ayrıca gecesini katarak gündüzüne, Severek hizmet etti, Allah''ın Resulüne. Onu, bir kere bile, katiyyen üzmemişti, Ve hattâ hatırından bile geçirmemişti.

