Kaydet
a- | +A
İşe giderken niyet... İmâm-ı Gazâli''nin "Kimyâ-yı seadet" nâm, Kitabında şunları buyurur yüce imam: (Dünya ticaretini yaparken dikkat et ki, Zarara uğramasın, âhiret ticareti. Sabah evden çıkarken, niyet et "Yâ İlâhi, Rızkımı temin için, gidiyorum ben dahi. Helâl götürmek için, çocuğuma eşime, Senin emrine uyup, gidiyorum işime." Çalışırken dine de edersen tam riayet, Yaptığın dünya işi, olur ayrı ibadet. Düşün ki, senin gibi binlerce kimse şu an, Senin faiden için çalışıyor durmadan. Eğer çiftçi olmasa, fırıncı çalışmasa, İnsanlar ne yiyecek, her gün ekmek çıkmasa? Dokumacı, demirci, manav, kasap ve berber, Düşün ki, senin için hep hizmet etmekteler. Eğer onlar olmasa, rahat yaşayamazsın, Öyleyse sen bunların herbirine muhtaçsın. Madem ki senin için çalışır bunca insan, Sen de çalış, boş durma, vaktini etme ziyan. İnsanlar bir yolcudur, aynı yere giderler, Yolcular birbirine yardım etmelidirler. İşte böyle düşünüp, çalışır her Müslüman, Gayrinin zararını istemez hiçbir zaman. Herkese faideli olmaya eder gayret, Bilir ki böyle yapmak, sayılır bir ibadet. Hem dünya işlerini yaparken bir Müslüman, Beş vakit namazını, kaçırmaz hiçbir zaman. Zira Allah buyurur, "Mal ve çocuklar, sakın, Rabbinizi anmaktan, sizi alıkoymasın." Önceki Müslümanlar çok titizlerdi bunda, Camiye koşarlardı ezan okunduğunda. "Demirciler" vardı ki, döverken demirleri, Ezanı işitseydi, bırakırdı dövmeyi. Çekici havadaysa, vurmazdı onu daha, Yerde ise kaldırmaz, koşarlardı namaza. "Terziler" var idi ki, soktuğunda iğneyi, Ezanı işitseydi, çekmezdi onu geri. Yani ne halde ise, kalırlardı o halde, İtina ederlerdi, namaza fevkalade. Çünkü bilirlerdi ki, herkese "Farzdır" namaz, O vakitte namazdan daha mühim iş olmaz. Ahiret işlerine, verince böyle kıymet, Allah dahi onlara, verirdi çok bereket. Halbuki ehemmiyet vermeselerdi dine, Kazançları daha çok olmazdı elbet yine. Üstelik de Allah''a olurlardı isyankâr, Çok kazansalardı da, neye yarar öyle kâr?)
ÖNE ÇIKANLAR