Kaydet
a- | +A
Rüyadaki sopa... Bir kimse var idi ki, "Ebül Hasen" adında, Hatırı sayılır bir kimseydi zamanında. İmâmı Gazâli''nin "İhyâ-yı Ulûm"unu, Bir gün biraz okuyup, beğenmedi pek onu. Zira kendine göre, yanlış vardı içinde, Yakmayı tasarladı, bunların hepsini de. O kitaptan ne kadar varsa o mahallede, Söyledi ki, "Toplansın cümlesi bir mahalde." Aynı gün, hanelerden kitaplar toplanıldı, Ve bir Cuma gününde, bir mahalle yığıldı. Ertesi gün hepsini yakacaklardı ki tam, O gece yattığında, rüya gördü o imam. Hem namaz kıldırdığı camiiden içeri, Girince gördü birden, hazreti Peygamberi. Hazreti Ebû Bekir ve hazreti Ömer de, Resulün huzurunda, otururlardı yerde. İmâmı Gazâli de, ayakta duruyordu, Ve "İhyâ-yı Ulûmu" elinde tutuyordu. Onu, Resulullaha göstererek uzaktan, Dedi; (Yâ Resulallah, davacıyım şu zattan. Zira yakmak istiyor, benim şu kitabımı, Güya bulmuş içinde, bir kusur ve hatamı. Siz de tetkik buyurun, bu kitabı Efendim, Eğer hata var ise, dâvâmdan vaz geçeyim. Yoksa, niçin yakacak o benim kitabımı, O zaman bu adamdan alın benim hakkımı.) Resulullah, kitabı baştan tâ sona kadar, Mütalaa buyurup, sonunda verdi karar. Buyurdu ki; (Vallahi, bu, çok güzel kitaptır, Hepsi doğru ve iyi, hata yok tek bir satır.) Sonra da uzatarak Ebû Bekr ve Ömer''e, Buyurdu ki; (Siz dahi, tetkik edin bir kere.) Onlar da inceleyip, o İhyâ-yı Ulûmu, Ve tasdik ettiler ki, "Doğrudur bil-umûmu." O zaman Resulullah buyurdu; (Öyle ise, Soyun şu kimseyi de, kalmasın üst elbise. İftira edenlere vuruluyorsa nasıl, Buna dahi vurun ki, cezası budur asıl.) Bu emir gereğinde, hemen Ebul Hasen''i, Getirip çıkardılar, önce elbisesini. Resulün emri ile, başladılar vurmaya, Lâkin beşincisinde, Sıddîk girdi araya, Dedi: (yâ Resulallah, affedin bu kişiyi, Zira yanıldığından yapmış idi bu işi.) İmâm-ı Gazâli''ye sordu Resul-i zişan; O dahi buyurdu ki, (Affettim ben de şu an.) Uyandı Ebül Hasen, sabah kan ter içinde, Ve hemen tövbe etti, bunun neticesinde.
ÖNE ÇIKANLAR