Bu zât bir sohbetinde buyurdu ki; (Ey insan, Kötü kimseler ile, yakınlık kurma aman. Zîra kötü arkadaş, insanı azdırır hep, Kişinin helâkine bunlardır asıl sebep. İnsan zarar görse de, şeytan ile nefsinden, O, daha zararlıdır hattâ bu ikisinden. "Şeytan", sanki dayamış ağzını kalbimize, Gece gündüz durmadan, vesvese verir bize. Lâkin bu vesveseyi verir ancak bir defa, Eğer aldatamazsa, söylemez onu daha. Allahü teâlâ da, bunu haber veriyor, (Şeytanın aldatması zaiftir) buyuruyor. Fakat "Nefs-i emmâre" hiç de böyle değildir, O, yüzbin şeytandan da, daha tehlikelidir. Saldırır kaplan gibi, hem de peşi peşine, İster ki atsın onu, Cehennem ateşine. Hasmını, zayıf olan noktasından yakalar, Uğraşır onun ile, tâ ölünceye kadar. Böyle zararlı iken, lâkin nefs-i emmâre, Ondan, "Kötü arkadaş" zararlıdır bin kere. Zîra hissettirmeden, insanı yavaş yavaş, Âdetâ Cehenneme iter kötü arkadaş. Lâkin kötü arkadaş, olmaz yalnız insandan, Hep kötü arkadaştır, ne varsa ahlâk bozan. Kitap, dergi, gazete, zararlı ise şayet, "Kötü arkadaş"tır ki, sakınmak lazım elbet) Yine bir sohbetinde buyurdu; (Hak teâlâ, Her emrinde kolaylık göstermiştir kullara. Meselâ ibadette istemiştir hep azı, Günde, yalnız kırk rek''at emretmiştir namazı. Bu kırk rek''at namazın kılınması da zâten, "Bir saatlik" bir zaman bile tutmaz esâsen. Bunları kılarken de, en kısa ve kolay bir, Sûre okumayı da, kabul eylemektedir. Ayakta kılamayan, kılar hem oturarak, Onu da yapamayan, kılabilir yatarak. Rükû ve secdeleri yapamazsa bir insan, Îma ve işaretle kılabilir her zaman. Eğer abdest almakta "Su" zarar verir ise, Toprak ile teyemmüm yapabilir o kimse. Yine "Zekât" için de, kolaylık göstermiştir, Malın hepsini değil, "kırkta bir" emretmiştir. Onu da hemen değil, bekletip o akçeyi, Tam "bir sene" geçince emretmiştir vermeyi. Yeme ve içmede de, çok şeyi edip mübah, Az bir iki nesneyi kılmıştır haram, günah. Haram kılmasının da, hikmeti vardır nice, Çünkü zarar verirler, yenilip içilince.)

