Bu dünyada misafirsin... "Hâlid-i Bağdâdî" ki, büyük alim ve veli, Sohbeti, insanlara olurdu faideli. O bir gün buyurdu ki: (Bu dünya bir "İmtihan", İmtihan içindeyiz dünyada yani her an. Hadiste buyurdu ki o Resul-i kibriya: "Kalacağın miktarda gayret eyle dünyaya. Ne kadar kalacaksan ahirette de şayet, Ona da, ona göre çalış ve eyle gayret. Ve Allah''a ne kadar muhtaç isen sen şayet, Ona da, o kadar çok ibadet icab eder. Ne kadar dayanırsan Cehennem ateşine, Öyleyse o kadarcık dal günahlar içine." Ey insanlar, bu dünya "Altın"dan olsa şayet, Ne kıymeti vardır ki, elden çıkar nihayet. Ahiretin esası, "Toprak" da olsa eğer, Kıymetlidir, çünki o hiç bitmez, devam eder. "Sonsuz" ile "Fani"yi bir tutmaz aklı olan, Birisi devamlıdır, öteki olur viran. Ey insan, bu dünyada misafirsin bugün sen, Malın dahi elinde emanettir esasen. Misafir çok dursa da, en son gider evine, Emanet de verilir sonunda sahibine. Bu dünya gelip geçer, burası "Darül firak" Hiç kimse muradına eremez tam olarak.) Bir gün de buyurdu ki: (Dünya ile ahiret, Bilin ki birbirine tamamen zıttır elbet. Ahireti kazanmak isterse insan eğer, Vermemeli dünyaya fazla kıymet ve değer. "Dünya" demek, Allah''ın sevmediği şeylerdir, Yani yasak ettiği günah, çirkin işlerdir. Dünyayı terk etmekle kazanılır ahiret, Lakin iki şekilde ele geçer bu ni''met. Birincisi şudur ki, haramlarla birlikte, Bütün mubahları da terk etmektir her işte. İkinci derecesi, yalnız günah ve haram, Şeyleri terk etmeğe göstermektir ihtimam. İnsan birincisine olmasa da muvaffak, Bu şekilde dünyayı terk etmeli muhakkak. Mubah kullananları çok sever Hak teala, Haram işliyenlere gelince sevmez asla. Aklı olan bir kimse, geçici bir zevk için, Rabbini gücendirmez, doğrusu budur işin. Sonra haram edilen şeyleri Hak teala, Zararlı olduğundan haram kıldı kullara. "İçki" aklı giderir, "Kumar"la söner ocak, Bunları işliyenler, kendine eder ancak. Yalan, gıybet, iftira, söz taşımak, sui zan, Bunların zararı da yapanadır her zaman.)

