Kaydet
a- | +A
Sıkıntının sebebi... Bu zât bir sohbetinde buyurdu ki; (Aman sakın, Gönül kırık olmasın lâzımdır müslümanın. Allah, göğsü kabarık olanları sevmiyor, Başı önünde olan kulları beğeniyor. Dik başlılık kötü şey, sen bir kulsun nihayet, Çok ibadet yapsan da, arkasından tövbe et. Ancak böyle yapmakla buluruz rahat huzur, Zîra her amelimiz, bizim hatâ ve kusur. Ebedi ve hayâyı elden kaçırmayalım, Ve her insana karşı mütevâzı olalım. Eshâb Resulullah''a gösterip hayâ, edeb, Taş bile koyarlardı bâzısı ağzına hep. Her sıkıntıya sebep, hep günap işlemektir, Çaresi, pişman olup istiğfar eylemektir. Allah, günahkârlara vermez muvaffakiyyet, Her başarı, islâma uymakla olur elbet. Hiç bir canlı varlığa, ezâ etmeyin ki siz, O da Hak teâlânın mahlûkudur şüphesiz. "Gıda" ve "ekmek" gibi olmalı ki müslüman, Hep ihtiyaç duyulur bu şeylere her zaman. "Mü''min"in târifi de şudur ki ey insanlar, (Elinden ve dilinden, kimseye gelmez zarar.) Bir gün de buyurdu ki; (Mânevi râbıtası, Bozuk olan, mürşitten olmaz feyiz alması.) Mânevi rabıtadan şudur ki asıl maksat, O mürşidi sevmek ve, eylemektir itaat. Senelerce çekse de, riyâzet, mücâhede, Yine de bir rehberden edemez istifade. Yâni bir evliyâdan, çok feyiz almak için, Onda feyz olduğuna inanmak lâzım ilkin. İnanır, onu sever, ve itaat ederse, Kavuşur o nisbette çok bereket ve feyze.) Yine bir talebeye buyuruyor ki bu zât; (Yavrum, bu gençlik çağı bulunmaz büyük fırsat. En kıymetli zamanı, gençliktir bu hayatın, Çünki hep yerindedir güç kuvvet ve sıhhatın. Bu da çabuk geçiyor gün be gün azalıyor, Erzel-i ömür olan, ihtiyarlık geliyor. Yazık ki, gençliğini boşuna harcıyorsun, En lüzumlu işini, sona bırakıyorsun. Allahü tàâlânın rızâsını kazanmak, En şerefli iştir ki, lâzımdır ona bakmak. Geriye atıyorsun, sen bu mühim işini, Ve hebâ ediyorsun yazık ki gençliğini. En iyi zamanını, en kötü, düşman olan, Nefsinin ardı sıra geçirmektesin her an. Halbuki Resûlullah şöyle buyuruyorlar; (Yarın yaparım diyen, aldandı etti zarar.)
ÖNE ÇIKANLAR