Kaydet
a- | +A
Dünyanın hakikati... Bu zât sohbetinde buyurdu; (Müslümanlık, Birlikte bulunmayı görür uygun, muvafık. Zîra beraberlikte vardır hayır ve rahmet, Halbuki ayrılıkta, var azab ve felâket. Müslümanlar Cennette, olurlar bir arada, Hem dahî sonsuz olup, ölüm yoktur orada. Ölüm ve sonrasına kim hazırlanır ise, Odur Allah indinde hayırlı, iyi kimse. Biz her an, her saatte, bir işler yapıyoruz, Ve her bir işimizde, bir "Niyet" taşıyoruz. Bu da, ya "Nefis" için, ya da "Allah" içindir, Yâni kul, her işinde imtihan içindedir. Kalp, her an, her saniye, sağa sola döner hep, Ya hayra karar verir, ya şerri eder talep. Nitekim Resûlullah ederdi şöyle duâ, (Yâ Rabbî sen kalbimi sabit kıl doğru yolda.) Ey insan, son nefeste döner de eğer kalbin, Mâzallah küfr üzere durursa n''olur hâlin? îman üzre durması isteniyorsa eğer, Hep salih kimselerle bulunmalı beraber. Hep iyilerle olup, edersek çok ibadet, Son anda îman ile ölürüz en nihayet.) Bir gün de buyurdu ki; (İnsana dert ve belâ, Gelirse, bilmeli ki gönderdi Hak teâlâ. Belâyı O gönderir, belâdan O kurtarır, Ve lâkin herbirinin belli bir vakti vardır. Asla mümkün değildir bu vakti değiştirmek, Ve hiçbir fayda vermez ondan şikâyet etmek. Lâkin Hak tealaya kim etse dua, niyaz, Rabbin merhametiyle, o dertten olur halas. Asıl "Dua etmemek", kul için büyük belâ, Zira dua edeni seviyor Hak teala. Gelirse bu duaya sebep olan belâ, dert, Onları belâ değil, bilmeli büyük ni''met. Dünyanın görünüşü, tatlı ve lezzetlidir, Halbuki hakikatte, "Öldürücü zehir"dir. Bir daha iflâh etmez tuzağına düşenler, Leş olur bu dünyanın zehiriyle ölenler. Ona, ancak deliler, ahmaklar gönül verir, Zira ancak deliler, bilerek yerler zehir. Şeker kaplı bir "zehir" yaldızlanmış "necaset", Gibi olan dünyaya, edilir mi muhabbet? Aklı olan aldanmaz sahte güzelliğine, Ve bağlamaz gönlünü zararlı zevklerine. Bilakis bu hayatta Rabbinin rızasını, Almak için geçirir, her fırsat ve anını. Kulluk vazifesini yerine getirir tam, Emirlere sarılır, işlemez günah, haram.)
ÖNE ÇIKANLAR