Allah için ne yaptın? Bu zât bir sohbetinde buyurdu; (Ey insanlar, Gaflete gelmeyin ki, âhirette hesap var. "Bu gün ben Allah için ne yaptım" diye her gün, Kendine hesap sor ki, pek yakındır ölümün. Zîra Peygamberimiz buyurdu ki; (Şimdiden, Görün hesabınızı, hesaba çekilmeden). Hazreti Ömer bile sorarmış kendine hep; (Yâ Ömer, Allah için ne yaptın bu gün acep). Her gün nefsimiz için yaparız nice şeyler, Onlar hep sorulacak mahşerde birer birer. Kötü amellerimiz konunca önümüze, Nasıl mahcub oluruz o anda Rabbimize. Affı ve mağfireti olsa da Rabbimizin, Lâyık olmak gerektir, ona kavuşmak için. Afva lâyık olmanın şartı da şu ki yine, Merhametli olmaktır cümle din kardeşine. Zîra Müslümanlara, kin ve nefret taşıyan, İnsandan daha bahtsız kim vadır aceb şu an? Değil ki Mü''minlerin, kâfirlerin bile biz, Kalbini incitmeye, yine me''zun değiliz. Birini kötülemen gerekirse muhakkkak, Kendini kötüle ki, sensin buna müstahak Zîra Rabbine karşı, bunca günah ve isyan, Yapmışken, başkasına kızılır mı ey insan?) Dediler; (Hak teâlâ, bir kuldan râzı mıdır? Bunu anlamak için bir alâmet var mıdır?) Buyurdu ki; (Zevk alır, o kişi ibadetten, Nefret edip kaçınır, günah ve ma''siyyetten. Hadiste buyuruldu; "Tam hakiki Mü''minler, İbadetten zevk alır, günahtan nefret eder." Fakirlik zamanında üzülmez bir Müslüman, Bilir ki Hak teâlâ servet de eder ihsan.) Dediler ki; (Efendim, Hakiki servet nedir?) Buyurdu; (Âhirette sonsuz rahat etmektir.) Müslüman bu dünyada sıkıntı çekerse hep, Âhiret rahatına olurlar bunlar sebep. Lâkin bir şart ile ki, sabretmek îcab eder, Şikâyet eder ise, o servet elden gider. Hadiste buyuruldu; "Çocukları çok olan, Ve tâdil-i erkânla namazlarını kılan, Hiç gıybet, dedikodu yapmayan Müslümanlar, Kıyamette benimle birlikte haşr olurlar." Bir Mü''mini görünce demelidir ki; (Benim, Bunun duâsındadır belki de seâdetim.) Kimsenin gıybetini aslâ yapmamalıdır, Hattâ yapan olursa, hemen susturmalıdır. Günah işlemekten de, kaçmalıdır begâyet, Farzları edâ edip, yapmalı çok ibadet.)

