Kaydet
a- | +A
Muhammed-i Kavînî "büyük âlim, evliyâ, Onun gayreti ile, din ilmi oldu ihyâ. O bir gün buyurdu ki; (İlim bir ganimettir, Hiç günah işlememek, hakiki afiyettir. Sükût eden kurtulur, konuşan ziyan eder, Zîra konuşmak değil, susmaktır asıl hüner. İnsanlardan bekleyen, bulamaz aslâ huzur, Zîra o da nihayet, kendi gibi bir kuldur. Kuldan değil, Allah''tan istemeli ki insan, O, sonsuz rahmetinden, herkese eder ihsan. Kim almayı vermekten, görürse daha tatlı, Bu yolda bulunmağa, olamaz liyakatlı. Fakirliğin bir nuru vardır ki kendine has, Gizlendikçe durur hep, açıklayınca kalmaz. Az da olsa nefsine uyarsa biri şâyet, O, nefsine esirdir, değildir hür ve serbest. Dinin emrine uymak, "Tam huzur"u bulmaktır, Dinden yüz çevirmekse, ateşle oynamaktır. Öyle ise günahtan kaçmalıdır muhakkak, Zîra günahkârları, sevmiyor cenab-ı Hak.) Dediler; (Hak teâlâ, bir kuldan râzı mıdır? Bunu anlamak için, bir alâmet var mıdır?) Buyurdu ki; (Zevk alır, o kişi ibâdetten, Nefret edip kaçınır, günahlardan o hepten. Hadiste buyuruldu; (Tam, hakiki mü''minler, İbâdetten zevk alır, günahtan nefret eder.) Fakirlik zamanında, üzülmez bir Müslüman, Bilir ki Hak teâlâ, servet de eder ihsan. Dediler ki; (Efendim, Hakiki servet nedir?) Buyurdu; (Ahirette, sonsuz rahat etmektir.) Müslüman, bu dünyada, sıkıntı çekse de hep, Âhiret râhatına, olurlar bunlar sebep. Lakin bir şart ile, ki, sabretmek icab eder, Şikayetçi olursa, o servet elden gider.) Yine bir sohbetinde, buyurdu; (Ey insanlar, Şimdi herkes sadece, dışını süslüyorlar. Halbuki bakmaz Allah, kulun kıyafetine, Bakar yalnız onların, kalp ve niyetlerine. Yani o amelini, niçin yaptı o insan? Ne niyet taşıyordu, onu yaptığı zaman? Her sıkıntıya sebep, bir günaha girmektir, Çaresi, pişman olup, istiğfar eylemektir. Hiçbir canlı varlığa, zarar vermeyin ki siz, O da Hak teâlânın, mahlukudur şüphesiz. "Gıda" ve "Ekmek" gibi, olmalı ki Müslüman, Hep ihtiyaç duyulur, bu şeylere her zaman. Tarifi şöyledir ki, hakiki bir mü''minin, (Elinden ve dilinden, insanlar olur emin..)
ÖNE ÇIKANLAR