Bu dünya biter... Allah adamlarından büyük âlim, evliya, Onun gelmesi ile, din ilmi oldu ihyâ. O bir gün buyurdu ki, (Bu dünya muvakkattır, Ölümden sonra olan hayat asıl hayattır. Çünkü insan, ne kadar sürse de uzun ömür, Sonunda ecel gelir, ömür biter ve ölür. Lâkin böyle ise de, o "sonsuz hayat" yine, Kurulmuştur bu kısa hayatın üzerine. Üç beş günlük bu ömür, geçirilirse iyi, Kazandırır insana, hayat-ı ebedîyi. Kim eğer geçirirse, küfürle her anını, Hak eder sonsuz olan, Cehennem azabını.) Bir gün de buyurdu ki; (Türlü vazifelerde, Allah''ın melekleri mevcuttur gök ve yerde. Bir de Hak teâlânın husûsen yarattığı, Melekleri de vardır, bunlardan daha ayrı. İşte o meleklere buyurur Hak teâlâ, "Ben, şu şu kullarımı seviyorum pek fazla." Onlar der, "Yâ ilâhi, nedir ki bize emrin?" Buyurur ki, "Onlara, dert verin, belâ verin. Sıkıntılar verin ki, siz gidip o kullara, Bana duâ etsinler, el açıp ara ara. Çünkü ben seviyorum onların seslerini, İstiyorum el açıp, duâ etmelerini." Ve yine buyurur ki, Allah o meleklere; "Şu şu kulları ise, sevmiyorum bir zerre." Derler ki, "Yâ ilâhi ne yapalım peki biz?" Buyurur ki, "Onlara, her nimeti veriniz. Para pul, mevki makam, her dünyalık ve neşe, Verin, ihtiyaçları kalmasın hiçbir şeye. Verin ki türlü türlü, dünya nimetlerini, Unutup, dillerine hiç almasınlar beni. Çünkü ben, o isyankâr kulları sevmiyorum, Seslerini bile hiç duymak istemiyorum.) Bir gün de buyurdu ki; (Kim kimi sevse eğer, Onlar iki cihanda, olurlar hep beraber. Nitekim Resûlullah şöyle buyurmaktadır; "Kişi, sevdiği ile beraber olacaktır." Büyük müjde ise de, her ne kadar bu bize, Gevşeklik vermemeli, lâkin gayretimize. Büyük fırsat bilerek, ömür sermayesini, Kazanmalı Allah''ın, rıza ve sevgisini. Sırf O''nun beğendiği şeyleri yapmalıdır, Âhirette kurtuluş, zîra buna bağlıdır. En küçük bir günahı terk etmeli ki hem de, Rabbimizin gadabı o iştedir belki de. Yağlı tatlı yemekler ve süslü elbiseler, Allah''a ibadetin zevkini veremezler.

