“O hâl şeytânîdir evlâdım!.."

A -
A +

Tus, yâni Meşhed şehrinde medfun bulunan büyük âlim ve velîlerden Ebû Alî Farmedî hazretlerinin bir talebesi vardı.

 

Kendisi yeni evliydi.

 

Mevsim de kış idi.

 

Yakacak odun alamamıştı henüz.

 

Böyle düşünürken evinin önüne bir yük “odunun” yıkılmış olduğunu hayâl etti. Sonra kalkıp baktı pencereden.

 

Fakat o da ne?!..

 

Gözlerine inanamadı.

 

Gerçekten de bir yük “odun” vardı evinin önünde. Ona bu iyiliği hocası yapmıştı.

 

Buna çok sevindi...

 

Kendi kendine;

 

"Tamam… Ben artık kemâle geldim. Baksana, olacak hâdiseler aynen kalbime geliyor. Kerâmet dedikleri şey de bu olsa gerek" diye düşündü...

 

Bu düşünce içinde koştu hocasına.

 

Ona bu hâlini anlatacaktı. Büyük velî, ona şefkatle bakıp;

 

“Git, vazîfene devam et” buyurdu.

 

Delikanlı şaşırdı!

 

Mübârek zât ona;

 

“O hâl şeytânîdir evlâdım!.. Tasavvuftan maksat böyle şeyler değildir. Emir ve yasaklara uymakta titizlik göstermektir. Sen ibâdetten zevk alabiliyor musun?” buyurdu.

 

“Pek değil hocam.”

 

“Günahlar çirkin geliyor mu?”

 

“Hayır efendim.”

 

“Bak evlâdım!.. Eğer bu iki suâle olumlu cevap verseydin, kerâmetten söz edebilirdik. Yoksa insanların bilmediği şeyleri bilmek, görmediği şeyleri görmek hüner değildir” buyurdu.

 

 

 

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...