Evliyayı kiramdan, bir büyük evliyadır, Kalplere tesir eden, nasihatleri vardır. Bir günkü sohbetinde, buyurdu; (Aman, sakın, Gönlü kırık olması, lazımdır Müslümanın. Sahabeden birisi, bir savaş meydanında, Salınarak yürüdü, tam çatışma anında. Resulullah bu halin farkına varmışlardır, "Bu, doğru değil" diye, ikaz buyurmuşlardır. Huneyn harbinde dahi, yine eshabı kiram, Çok kalabalık olup, on bin kişiydiler tam. "Bu ordunun önünde kim durabilir?" diye, Düşünüp, biraz gurur gelmişti kalplerine. Lâkin böyle düşünüp böbürlendiklerinden, Düşmanın karşısında dağıldılar hep birden. Savaşçı bir milletti zira karşıdakiler, Her attığını vuran, okçuydu hepsi birer. Buna rağmen Allah''ın Sevgili Peygamberi Atını mahmuzlayıp, gitti daha ileri Eshab, hatalarını sonradan anladılar, Tövbe istiğfar edip, tekrar toparlandılar. "Kırık kalpli" olarak, saldırdılar bu kere, Allah''ın yardımıyla, kavuştular zafere.) Bir gün de buyurdu ki; (Bizleri Hak teâlâ, Resûlünün yolunda bulundursun evvela. Çünkü insan ne kadar yaşasa da, nihayet, Muhakkak âhirete edecek bir gün avdet. Enbiya suresinde şöyle buyurmaktadır; "Her bir canlı ölümü elbette tadacaktır." Hadiste buyuruldu; "Her kimin ömrü uzun, İbadeti de çoksa, ona müjdeler olsun." Bir köprüye benzer ki, "ölüm" açık, âşikâr, Ölümle kavuşurlar, maşukuna âşıklar. Bütün Hak âşıkları, ölümü düşünerek, Teselli bulmaktadır, onu hayal ederek. Ankebut sûresinin, beşinci âyetinde, Şöyle buyuruluyor, kitabı mübîninde. "Ey Rabbine kavuşmak isteyenler, bilin ki, Ona kavuşma vakti, gelecek elbette ki." Ve lâkin nefsine ve şeytana tutulanlar, Bir "Allah adamı"na, kavuşmamış olanlar, Yukardaki müjdeye elbet dahil değildir, Onlar, zarar ziyanda ve hep başı yerdedir. Eğer vefat ettiyse, babanız, valideniz, Beklemeden onlara Fatiha gönderiniz. Hadiste buyuruldu; "Mezardaki bir mevtâ, Denizde boğulacak zâta benzer âdetâ. Anne ve babasından ve her tanıdığından, Gelecek bir duayı beklemektedir her an."

