Paha biçilemeyen eski ayakkabı!

A -
A +

Çok fakîr biri, Hâce Nizâmeddîn hazretlerinin cömertliğini duyup huzûruna geldi bir gün.

 

Ve arz etti hâlini.

 

Ancak bu velînin, o an için, bir çift eski ayakkabıdan başka yoktu bir dünyâlığı.

 

O “eski ayakkabı”yı verdi ona.

 

Ama az buldu fakîr bu ihsânı.

 

Kendi kendine; “Böyle cömert kimseden, bu da çok az" diyordu.

 

Kederli olarak geri döndü!

 

Ve konakladı bir handa.

 

O gece, Emîr Hüsrev hazretleri de ticâretten dönerken aynı hana indi.

 

Kendi kendine;

 

"Allah Allah bu handa hocamın kokusu var!" dedi.

 

Bu güzel koku, o fakîrin odasından geliyordu.

 

Kapıyı tıklatıp girdi içeri;

 

“Selâmün aleyküm!”

 

“Aleyküm selâm!”

 

“Nereden geliyorsunuz?”

 

“Nizâmeddîn Evliyâ hazretlerine uğradım, bir çift eski pabuçtan başka bir şey alamadım” dedi.

 

Hüsrev Dehlevî;

 

“Sen onu bana ver. Karşılığında bütün altın ve mücevherlerimi sana vereyim” dedi.

 

“Şaka yapıyorsunuz.”

 

“Hayır, çok ciddîyim.”

 

“Ama nasıl olur?”

 

“Âh âh! Sen bunun kıymetini bilseydin; bu pabuçları almak için, bundan daha fazlasını verirdin” dedi.