Kaydet
a- | +A
Bu zat buyuryor ki; (Âhirette hesap var, Bir bir hesap verecek, her işinden insanlar. (Ne için böyle yaptın?) diye sorulduğunda, Herkes başkalarına rücû eder o anda. Kimi der ki; (Yâ Rabbî, ben bunu bilmiyordum, Bunu, falan kimsenin kitabından okudum.) Yâhut, (Filân hocaya, sordum bu mes''eleyi, Onun dediği gibi, işledim ben o şeyi.) Öğrendiği doğruysa, denir ki o kimseye; (Onunla Cennete gir, kimden öğrendin ise.) Yok yanlış öğrenmişse, denilir ki bu sefer; (Onu da Cehenneme al ve götür beraber) Bunun için en zor iş, din kitabı yazmaktır, Veyâhut insanlara, islâmı anlatmaktır. Çünki bir mes''eleyi, tam ve kesin bilmeden, Söylerse mes''ul olur, yarın her kelimeden. Velev ki dedikleri doğru da olsa, fakat, İçinde yatıyorsa bir ufacık menfaat, Söylediği her sözü, "Zehir"dir o kişinin, Zira söylememiştir o sözü Allah için. Velev ki söylediği, olsa da doğru ve hak, Lâkin onu söylerse, biraz gururlanarak. Yine dinleyenlere, faydası olmaz aslâ, Çünki söylememiştir, tevâzu ve ihlâsla.) Bir gün de genç birine, buyurdu ki; (Evlâdım, Ebedî saâdetler versin sana Allah''ım. Bizlere doğru yolu ihsan etti Rabbimiz, O göstermese idi, bulamazdık onu biz. Allah''ın biz kullara, gönderdiği Resûl''e, İnandık, îman ettik, bin canla, bin gönülle. Zîra Ona uymakla, umulur sonsuz necat, Ona uymıyanların, sonu olur fecâat. Kul, "Bin sene" yaşasa, ve etse ibâdetler, Ve nefsine çektirse, çok sıkı riyazetler, Eğer Resulullah''a olmadıysa tam tâbi, Bunların "Arpa kadar" kıymeti olmaz tabii. "Su" gibi görünürse, nasıl ki çölde serap, O ibâdetlerden, de alınmaz hiçbir sevap. Lâkin Ona uyarak, yapılsa az bir amel, O bin yıllık tâatten, olur üstün ve güzel. Hattâ bir iş olmıyan, "Uyku" bile meselâ, Ona tâbi olunca, olur güzel ve a''lâ. "Kaylûle etmek" yâni, gün ortasında biraz, Uyumak, O Resûl''ün, âdetiydi kış ve yaz. Ona tâbi olmayı, düşünerek bir kimse, Eğer gün ortasında, bir miktar uyur ise, Bu uykudan o kadar görür ki çok menfeat, O bin yıllık taatten, üstün olur kat be kat. Çünki bu, Ona tabi olarak uyumuştur, O ise, Ona değil, kendisine uymuştur.
ÖNE ÇIKANLAR