Kaydet
a- | +A
Bilmek kâfi değil Allah adamlarından, âlim ve velî bir zât, Bir gün sevdiklerine şöyle etti nasihat: (Her gün nefsimiz için yaparız nice şeyler, Onlar hep sorulacak, mahşerde birer birer. O gün günahlarımız, konunca önümüze, Nasıl mahcub oluruz, o zaman Rabbimize? Affı ve mağfireti olsa da Rabbimizin, Lâyık olmak gerekir, ona kavuşmak için. Affa lâyık olmanın, şartı da şu ki yine, Merhametli olmaktır cümle din kardeşine. Zîra Müslümanlara, kin ve nefret taşıyan, İnsandan, daha bahtsız, kim vardır aceb şu an? Kelime-i tevhîdi söyleyen, "evliyâ"dır, Zîra evliyalığın, dereceleri vardır. Bırakın mü''minleri, kâfirlerin bile biz, Kalbini incitmeğe aslâ me''zun değiliz. Birini kötülemen gerekirse muhakkak, Kendini kötüle ki, sensin buna müstahak. Zîra Rabbine karşı, bunca günah ve isyan, Yapmışken, başkasına kızılır mı ey insan?) Bir gün de buyurdu ki; (İnsanı, cenab-ı Hak, Oyun eğlence için, yaratmadı muhakkak. Resûlün bildirdiği ibadetlerin hepsi, İyi düşünülürse, bizedir faidesi. Kullara yaradığı için emr olunmuştur, Yoksa ibadetlerin, O''na faydası yoktur. Allah, muhtaç değildir kulun ibadetine, Onları emirlerle şereflendirdi yine. Herşeye muhtaç olan, ve çok âciz olan biz, Bu büyük ihsan için, teşekkür etmeliyiz. Oğlum, bu gün meselâ, bir müdür, bir işçiye, Emir verse, herhangi bir işi yapsın diye. İşçi, o vazifeye ne de çok kıymet verir, Bana, müdür bu işi verdi diye sevinir. Seve seve, zevk ile yapar onu o işçi, İftihar vesilesi yapar hem de o işi. Şimdi, yazıklar olsun, Allah''ın yüksekliği, O müdürünki kadar aceb değil midir ki, O''nun emirlerine böyle çalışılmıyor, Ve "Evvelâ vazife, sonra namaz" deniyor. Halbuki âmirlerin âmiridir Rabbimiz, Önce O''nun emrini îfa eylemeliyiz. Ey oğlum, sen bunları bilirsin belki biraz, Fakat, sırf bilmek ile, hiçbir şey kazanılmaz. Bir hasta, ilâcını öğrenebilir, fakat, Onu kullanmadıkça, bulamaz yine sıhhat. Bilmek, mahşer gününde, fayda etmez insana, Bilâkis hüccet olur, azap yapılmasına.)
ÖNE ÇIKANLAR