Tarih, kültür ve lezzet buluşması: Üsküdar

A -
A +

İstanbul’un lezzet haritası çok ilginç. Bazı çok özel ilçeler gastronomi konusunda çok zayıfken, bazı ilçeler ise çok güçlü. Şüphesiz ki bunun birçok sebebi var. İlçenin yerel yönetimi, orada yaşayanlar, ulaşılabilirlik, şehir içindeki konumu gibi daha pek çok sebep etkiliyor. İstanbul semtlerinin gastronomi haritasına bir bakalım istedim. Doğal olarak ilk yerim İstanbul’un en kadim semtlerinden biri oldu.  1078 yılında Selçuklu Türkleri tarafından fethedilen, 1867’de Sancak olan, 1924 yılında il, 1926 yılında ilçe ve nihayet 1984’te belediye olan İstanbul Boğazı’nın Asya Yakası’ndaki köprübaşı... Ön Asya ile Avrupa arasındaki ulaşımı sağlamasıyla ÜSKÜDAR tarih boyunca farklı medeniyetlere, topluluklara ev sahipliği yapmış. 29 Mayıs 1453’de İstanbul’un, Türkler tarafından fethedilmesinden sonra hızla gelişmiş. Bütün Osmanlı tarihi dönemi yapılan seferlerde Üsküdar, Osmanlı padişahı ve devlet adamlarının konaklama ve dinlenme yeri olmuş. Özetle milattan önce 1000’li yıllardan bu yana yaşam yeri hâline gelmiş. KIZKULESİ ile ünlü, CUMBALI TÜRK EVLERİ ile süslü, KORULARI, KÖŞKLERİ, ÇARŞILARI ile HAMAMLARIYLA, CAMİLERİYLE, KİLİSELERİ VE SİNOGOGUYLA hoşgörü ve birlikte hayat kültürünü taçlandırıyor ÜSKÜDAR. Coğrafyasının sundukları, görkemli tarihinin yapıları ile tam bir turistik destinasyon…

GÖRSEL ZENGİNLİĞİ ÖN PLANDA

Geçen birkaç hafta içinde birkaç defa enine boyuna gezmeye çalıştım. Gördüm ki bu güzellik ve görkem yanında gastronomi anlamında hak ettiği yerde olamamış ilçelerden biri. KUZGUNCUK, ÇENGELKÖY ve sahildeki bir iki işletme ile bu imajından kurtulmaya çalışsa da ÜSKÜDAR bu anlamda olması gereken yerde değil. Hâlbuki İstanbul Boğazı kıyısında yer alan BEYLERBEYİ, ÇENGELKÖY, PAŞA LİMANI, KULELİ, SALACAK, KUZGUNCUK, KÜÇÜK SU gibi yerleşimler ile görsel estetiğin en güçlü ilçesidir. KANLICA, KANDİLLİ, ÇAMLICA, NAKKAŞTEPE gibi yerleşimler ile de tabiatın en muhteşem hâline sahip. HAREM, HAYDARPAŞA, SELİMİYE gibi imgesel ikonların ilçesi. Bu kadar zengin bir semt neden gastronomi anlamında yeterli düzeyde değil anlamak biraz zor. Salacak İskelesi’nin tarihî yarımada ve Kız Kulesi manzarası paha biçilemez. Keşke bu muhteşem estetiğe ona yakışan lezzetler eşlik etse diye düşündüm. Bu arada SALACAK İstanbul Anadolu Yakası Üsküdar ilçesi sınırlarında yer alan ŞEMSİ PAŞA ile HAREM arasında, Kızkulesi’nin karşısında bulunan kıyı ve arkasındaki tepenin bulunduğu semtin adı. 

KUZGUNCUK’UN YERİ AYRI

KUZGUNCUK da Anadolu Yakası’nda, Üsküdar’a bağlı bir semt. Burası Avrupa Musevileri tarafından “KUTSAL TOPRAKLARA VARMADAN ÖNCEKİ SON DURAK” olarak kabul ediliyormuş. İstanbul Boğazı’nın yanı başındaki Kuzguncuk; hiç bozulmayan tarihsel yapısı, asırlık çınar ağaçları, dar hanımeli kokulu sokakları, bahçeli ahşap evleri, bütün bir tepeyi kaplayan Fethi Ahmed Paşa Korusu ve manzarasıyla Anadolu Yakası’nın eşsiz semtlerinden biri. Özlem duyulan mahalle kültürünün de hâlâ yaşanabildiği hoşgörülü bir semt. İstanbul’un Asya kesimindeki Kuzguncuk yüzyıllardır Museviler, Rumlar, Ermeniler ve Türklerin bir arada yaşadığı nadir yerlerden. Evliya Çelebi’ye göre ise semt bugünkü adını 15. yüzyılda burada yaşayan ‘KUZGUN BABA’ isimli bir veliden almış. Eski adıyla ‘KOSİNİTZA’ tarihi boyunca çok görüp geçirmiş bir semt. Ayrıca tarihî semt çok sayıda dizi ve sinema filmine de ev sahipliği yapmış. Tarihî Kuzguncuk Fırınından sıcak simitlerini alan semt sakinleri Çınaraltı Kahvesinin boğaz manzarasına karşı çaylarını içerek güne başlıyor. Erkenden kalkan balık sevdalıları ise boğazın serin sularından çıkacak kısmetlerini bekliyor. 

HEM GÖZE HEM MİDEYE HİTAP EDİYOR

Kuzguncuk’a dışarıdan gelenler ne yapsın? Bu şahane semti gezerken nerelerde yesinler, nerelerde vakit geçirsinler? İşte acizane hoşça vakit geçirebileceğiniz yerleri yazmaya çalıştım. Tabii ki bilmediğim ve görmediğim yerler de olabilir. Paşa Limanı ile Kuzguncuk arasında konumlanan FETHİ PAŞA KORUSU çoğunlukta çam, çınar, köknar ağaçlarından oluşuyor. İstanbul’daki en güzel yalılardan biri olan FETHİ AHMED PAŞA Yalısı’na da ev sahipliği yapıyor ve çok özel bir yer. Aradığınız lezzetleri bulamasanız bile bir çay içmek için bile gitmeye değer. Diğer yerler ise AŞİYAN-ÇENGELKÖY, PİTA- KUZGUNCUK (KAHVALTI), PULAT ÇİFTLİĞİ DÜKKÂN&CAFE (KAHVALTI), KADİM KAHVE-MİMAR SİNAN (ÇAY-KAHVE), BALIKÇI VEDAT USTA-BEYLERBEYİ (BALIK), BOĞAZKESEN RESTORAN-SALACAK MAHALLESİ, SEA POİNT CAFE-MİMARSİNAN (KAHVALTI), NAİL KİTABEVİ&CAFE (ÇAY-KAHVE), NEVMEKAN BAĞLARBAŞI (ÇAY-KAHVE), ÇENGELKÖY TARİHİ ÇINARALTI (ÇAY-KAHVE), METET KÖZDE DÖNER. Bir de yakın zamana kadar çok popüler ve özel lezzetlere sahip, bir zamanların oldukça ünlü ama ne yazık ki eski görkem ve lezzetlerinden maalesef çok uzak olan KANDİLLİ BORSA, KANAAT LOKANTASI, İSMET BABA var. Umarım en kısa zamanda eski güçlü lezzetlerini ve ünlerini yakalarlar. Tabii ki Üsküdar Belediyesi, Üsküdar’ın gastronomi alanında gelişmesinde önemli rol oynayabilir. Açıkçası şu ana kadar bu anlamda çok etkili olduğunu söylemek pek mümkün değil. Konu sadece karın doyurma hadisesi değil. Konu kültür, turizm, sağlık ve kalite! Yani kısaca bir belediyeyi yakından ilgilendiren konular…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.