Maşite
Hatun, hamamda Firavun'un kızının saçını tararken, tarak yere düştü.
Yerden besmele çekerek aldı. Firavun'un kızı bu sözü duydu!
Din
büyükleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ imanı, kıymetli ve güzel olarak
yaratmıştır. Dolayısıyla, kimde iman varsa, o kimse, imanının
kuvvetliliği nispetinde güzel ve kıymetlidir. İmanı olmayan, kim olursa
olsun kıymetsizdir, çirkindir. O halde, insanın güzelliği, göz ve kaş
güzelliği değil, iman güzelliğidir, kalb güzelliğidir. İmanı kuvvetli
olan, daha güzeldir. Mesela âlimler, evliya zatlar ve takva sahiplerinin
imanı daha güzeldir. Eshab-ı kiram çok güzel olduğu gibi, Peygamberler
daha çok güzeldir. Peygamber efendimiz ise en güzeldir, çünkü her
hücresi imandır, iman nuruyla nur olmuştur. O iman nurunun zerresi kimde
varsa o güzeldir..."
***
Firavun'un bir veziri,
bunun da Maşite adında bir hanımı vardı. Firavun'un kızının dadılığını
yapıyordu. Kendisi Musa aleyhisselamın dinine inandığı halde imanını
gizliyordu.
Maşite Hatun bir gün hamamda Firavun'un kızının saçını tararken, tarak yere düştü. Yerden besmele çekerek aldı. Firavun'un kızı bu sözü duydu ve şöyle sordu:
-Ey dadı! Bu nasıl sözdür! Benim babamdan başka tanrı mı var?
-Yavrum, seni beni, babanı ve bütün varlıkları yaratan bir Allah vardır.
-Seni babama şikayet edeceğim!
Kız, durumu babasına söyledi. Firavun, Maşite Hatun'a dedi ki:
- Sen benden başka bir tanrıya mı inanıyorsun?
- Ey Firavun! Sen âciz bir kulsun. Seni de yaratan Allah'tır. Musa aleyhisselam da Onun Peygamberidir.
Bu sözlere çok kızan Firavun ona çok işkence yaptırdı. Bunlara rağmen dininden dönmeyince, iki kız çocuğunu gözü önünde öldürttü. Sonra hiddetle tekrar sordu:
Maşite Hatun bir gün hamamda Firavun'un kızının saçını tararken, tarak yere düştü. Yerden besmele çekerek aldı. Firavun'un kızı bu sözü duydu ve şöyle sordu:
-Ey dadı! Bu nasıl sözdür! Benim babamdan başka tanrı mı var?
-Yavrum, seni beni, babanı ve bütün varlıkları yaratan bir Allah vardır.
-Seni babama şikayet edeceğim!
Kız, durumu babasına söyledi. Firavun, Maşite Hatun'a dedi ki:
- Sen benden başka bir tanrıya mı inanıyorsun?
- Ey Firavun! Sen âciz bir kulsun. Seni de yaratan Allah'tır. Musa aleyhisselam da Onun Peygamberidir.
Bu sözlere çok kızan Firavun ona çok işkence yaptırdı. Bunlara rağmen dininden dönmeyince, iki kız çocuğunu gözü önünde öldürttü. Sonra hiddetle tekrar sordu:
- Söyle, benden başka tanrı var mıdır?
- Allah birdir, Allah'tan başka ilâh yoktur.
Bu sefer Firavun onun kundaktaki yavrusunu getirmelerini emretti. Maşite Hatun, bir anne olarak artık bu kadarına dayanamayacaktı. Firavun'a "sen tanrısın" diyecek, fakat kalben inanmayacaktı. Tam o sırada bebek dile geldi:
- Hayır anne! İmanından asla dönme. Benim için, ablam için, senin için, Allah'ın Cennette hazırlamış olduğu makamları görüyorum...
Firavun ve avanesi bu sözleri duydu. Tövbe edeceklerine daha da hiddetlenen Firavun, kundaktaki yavruyu da öldürttü. Fakat Maşite Hatun ağlamıyor, gülüyordu. Çünkü, kızının gördüklerini artık o da görüyordu... Biraz sonra hep birlikte cennete uçtular...
- Allah birdir, Allah'tan başka ilâh yoktur.
Bu sefer Firavun onun kundaktaki yavrusunu getirmelerini emretti. Maşite Hatun, bir anne olarak artık bu kadarına dayanamayacaktı. Firavun'a "sen tanrısın" diyecek, fakat kalben inanmayacaktı. Tam o sırada bebek dile geldi:
- Hayır anne! İmanından asla dönme. Benim için, ablam için, senin için, Allah'ın Cennette hazırlamış olduğu makamları görüyorum...
Firavun ve avanesi bu sözleri duydu. Tövbe edeceklerine daha da hiddetlenen Firavun, kundaktaki yavruyu da öldürttü. Fakat Maşite Hatun ağlamıyor, gülüyordu. Çünkü, kızının gördüklerini artık o da görüyordu... Biraz sonra hep birlikte cennete uçtular...

