Özal öldü mü, öldürüldü mü?

A -
A +

Şimdi de "Turgut Özal kalp krizinden mi öldü, yoksa birileri tarafından zehirlenerek mi öldürüldü?" meselesi ortaya atıldı. Rahmetlinin eşi Semra Özal Hanımefendinin ve oğlu Ahmet Özal'ın da bir suikast ve komplodan kuvvetle şüphe etmeleri, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den "bu konuda bildiklerini açıklamasını" manidar bir şekilde istemeleri, işi büsbütün karıştıryor. Tartışmalar kamuoyunu rahatsız ve rahmetlinin ruhunu, muhakkak muazzep ederek, belki de TBMM'de özel bir tahkikat komisyonunun kurulmasına kadar sürecek. Bu komisyon kurulsa bile, 9 yıl geçtikten sonra elde kalan bulgu ve belgelerle kesin bir neticeye varabileceği çok şüpheli. Ama muhakkak olan şu: Olay medya ve politikacılar tarafından alabildiğine sömürülmeye müsait. Medyaya da tartışma konusu gerekli! Töhmet O zaman Başbakan olan ve bunun için de, bence, kapalı bir şekilde zan altında bırakılmak istenen Süleyman Demirel, haklı olarak, sormuş: "Bu tartışmayı şimdi açmanın ne yararı var?" diye. Rahmetlinin, tarafsız ve aktif siyasetten uzak Çankaya konumundan tedirgin olduğunu ve inip yeni bir parti kurup aktif siyasete yeniden girmek istediğini ve bu konudaki imalarını ben de bilirım. Bundan korkanların önünü kesmek istedikleri için onu zehirledikleri şeklindeki komplo teorilerinden şu sırada politik yararlar bekleyenler vardır. Fesat erbabı işin ucunu Demirel'e, Tansu Çiller'e, hatta yakınlıkları vesilesiyle siyasete yeni atılan Mehmet Ali Bayar'a kadar götürebilirler. Komplo teorisyenleri için hayal gücünün sınırı, dilin kemiği yok!.. Vahim iddia Daha tehlikeli ve vahim komplo teorisi, "birilerinin" hatta "derin devletin" Turgut Özal'ı Güneydoğu'da, Kürt ve PKK konusunda siyasi çözüme taraftar olduğu ve son Orta Asya gezisinden kafasında bu konuda bazı belirli projelerle döndüğü ve bunları uygulamaya geçme kararında olduğu için öldürdükleri şeklinde. Bazı yarım hakikatler ve bilgiler bu tezi destekler gibi. Gerçekten de, Turgut Özal'ın Türklüğü, Kürt kökeni tarafına herhalde ağır basardı, amma milliyetçi kaygıları pek o kadar kuvvetli değildi ve pratik çözümler üretmeye meraklı idi. Bu husustaki becerisi ile Türkiye'de bazı ekonomik, mali be hukuki kısır döngüleri kırmış ve Türkiye'ye bir sıçrama yaptırmıştı. Kürt ve PKK konusunda askeri çözüm yerine, PKK ile uzlaşmaya varabilecek bir siyasi çözüme taraftar olduğunu sanırım. Şimdi Özgür Politika gazetesi de Türkiye'yi karıştırmak için, bu komplo teorisinin üzerine giderek, Öcalan'ın sözlerini tekrarlıyor. "Gelişimimiz engellenemeyince, Özal götürüldü" demiş eşkıya başı!.. Güya Özal ölümünden hemen önce ona haber göndermiş, "yaptığı iyi işleri" övmüş ve Kürt kökenli milletvekillerinin hazır olmalarını istemiş, ertesi gün mühim adımı atacakmış! Bence, Özal bu fikirleri Türkiye'yi bölmek için değil kendi kavlince ve inancınca, pratik yoldan, Türkiye'yi terörden kurtarmak ve güçlendirmek için tasarlıyordu. Neden şimdi? Bu konu şimdi neden açılıyor? ANAP'a geçen Ahmet Özal, dokuz yıl sustuktan sonra, acaba bu iddialarla, Malatya'daki Kürt oylarını perçinlemek mi istiyor? Ban Özal'ın öldürüldüğüne inanmıyorum. Zira son Asya seferinde ben de vardım. Hatta benimle birlikte olanlar, rahmetlinin mesela Bakü'de konuşurken ne kadar sıkıntı çektiğini ve bizi endişelendirdiğini, Türkmenistan'da fazla yemek yediği için ne kadar rahatsız olduğunu bilirler: Ben de Türkiye'ye dönmeden evvel son gece, galiba Bakü'de benim elimi tutup (aynen) "Altemur beni çok yordular bu sefer!" dediğini de hatırlarım. Ertesi gün İstanbul'da, ölümünü işittiğimde derin üzüntümle birlikte, ilk aklıma gelenler bunlar olmuştu. Allahtan rahmet diliyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.