Madalyonun iki yüzü

Dünya Kupası Antalya'da yapıldı. Ben de TRT 3'te güreşleri anlatan, yılların güreş spikeri Cihat Soysal ile birlikte canlı yayında yorumcu olarak bulundum. Yeri gelmişken TRT'nin Yaşar Doğu turnuvasını da canlı olarak vermesini temenni ediyorum. Organizasyon iyi idi. Emeği geçenlere teşekkürler. İlgi güzel; Bakan M. Ali Şahin, FILA patronu Martinetti, Ahmet Ayık, Genel Sekreter M. Duson, FILA hakemi M.Sletnic, E. Büyükerşen, H.Tünneman, Burhan Kılıç, Mehmet Kocatepe, Mehmet Akzambak, Bayram Şit, Sadrettin Özden, yurdun dört bir yanından gelenler, şampiyonlar, milli takım ve kulüp antrenörleri, kulüp yöneticileri, güreşçileri,güreşsever Antalyalılar Dilek Sabancı Salonunu doldurdular. Herkes Grekoromen A Milli Takımımız şampiyon olacak diye şartlanmıştı. Gençlerle takviye edilen bir takım vardı. Hangi ülkenin tecrübeli madalya deposu bir Hamza'sı, Şeref'i, Nazmi'si vardı? Baki Yörüker için yapılan da takdire şayandı. Tüm milli takımız mayolarına Baki Yörüker adını yazdırmışlardı, nur içinde yatsın. Ukrayna ve Gürcistan ile aynı gurupta yer aldık. Diğer tarafta Amerika, İran ve Rusya vardı. İlk müsabakayı Ukrayna ile yaptık ve yenildik. Terimiz kurumadan darağacı kuruldu. Düşünüyorum da, bu takım değil mi takım halinde 2006 yılında Avrupa, dünyada fırtınalar estiren? Tamam belki taktiksel hata olabilir ama dikkat edilmesi gereken esas nokta 2007 Dünya Şampiyonası, 2008 Olimpiyatlarının baraj yeri yani ilk sekize giren güreşçi olimpiyat vizesi alacak. Demek istediğim teknik heyet ve güreşçilerle ile ilgili yorum yaparken lütfen bunları göz önünde bulunduralım, bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzü ise ya İsmail rakibini yense, Serkan yense, genç Ramazan yense ne olacaktı? Bunun sonu gelmez. Evet buradan bir ders çıkarılmalı, oturulup müsabaka kasetleri izlenmeli varsa taktiksel hatalar üzerinde düşünülmeli. Amaç bağcıyı dövmek mi yoksa üzüm yemek mi? 2007 Avrupa'ya 45 gün kaldı. Dünya Şampiyonasına ise beş ay var. Aklıma gelmişken Avrupa ve Dünya Şampiyonası takımları oluşturulurken 2008'den sonrasını da düşünelim derim. Takımda yer alan ve yetenekli olan Mahmut Görez, Uğur Tüfenk, Atakan Yüksel, Erkan Ülvan, Selçuk Çebi, Selahattin Güngör, Y.Emre Çömlekçi, Yekta Gül, Rıza Kayalp, Ümit Bedel, Cenk İldem, Ahmet Taçyıldız, Refik Ayvazoğlu vs.. Aman bu çocuklarımızı göz önünden ayırmayalım ve değerlendirelim. 2008'den sonra starlarımızdan bazıları güreşi bırakacak. Şimdiden hazırlıklı olalım. Ukrayna maçında son sıklette İsmail Güzel'in yaptığı büyük hata affedilir gibi değil. (R.Martinetti de aynı görüşte.) İsmail Güzel'in yükü ağır geldi, heyecanlandı, soğukkanlı olamadı. 84Kg'da iyi bir Serkan Özden rakibini yenmeliydi. 74Kg'a genç yetenek Ramazan yenildi ama ileride iyi bir güreşçi olacak. Teknik kadro bu şoku atlatmak üzereyken, Ukrayna Gürcistan'ı da yenince moralimiz bozuldu. Gürcistan yense final şansımız olacaktı. Gürcistan takımına karşı 55Kg'da Harun Bozoğlu, 74Kg'da Şeref Tüfenk, 84Kg'da Nazmi Avluca takviyeli ekibimiz farklı bir skorla 6-1 yendiler. Birbirinden güzel müsabakalar yaptılar. Usta güreşçiler Hamza, Şeref, Nazmi'yi seyretmek bizim için bir ayrıcalık oldu. Takım 15 yıllık bir çalışmanın ürünü ama teknik kadro bu takımı gençlerle takviye etmiş. Risk olmadan başarı olmaz. Bir Harun Bozoğlu, bir Şeref Tüfenk, bir İsmail Güzel, ileride iyi olacaklar. Öbür gurupta da işler karıştı; sürpriz yenilgiler oldu. ABD final yaptı. (Amerika-İran-Rusya birbirini yendi. FILA Amerika'yı final yapacak takım olarak ilan etti. Rusya ile bronz müsabakamız zevkliydi; işte güreş böyle yapılır dedirten çok çekişmeli maçlar sonunda Rusya'yı yenerek Dünya Kupasında üçüncü olduk. (Final müsabakasında Ukrayna ABD'yi yenip Dünya Kupasını kazandı.) Türkiye'nin hakkı şampiyonluktu ama nasip olmadı. FILA, kupada birbirinden güzel müsabakalar çıkaran Nazmi Avluca'yı 2006 yılında yılın güreşçisi seçmişti. Ödülünü burada bizzat FILA patronu R.Martinetti'nin elinden aldı. SEÇİMLER 13 Mart 2007 yani 13 gün kaldı. Dört değerli aday da minder arenasında idi. Dr.Osman Aşkınbak, Mustafa Yener, Oktay Aktaş ve Yusuf Yoldaş. Toplantılar yaptılar, gruplarla söyleşilerde bulundular, nabız yokladılar. Hazır bulunanların çoğunluğunu grekoromencilerin oluşturduğu camiaya proje ve söylemlerini ifade etmeye çalıştılar. Rekabet ortamı bugünden itibaren başlayacak. Hafta sonu Ankara'da Yaşar Doğu Serbest Güreş Turnuvasında sanırım ekiplerin gövde gösterisi şeklinde geçer. Türk güreşi için hayırlı olmasını dileriz.