İmamoğlu’na diplomadan ceza davası açılması neden yanlış?

A -
A +

İmamoğlu’nun diploma meselesi hakkında daha önce bir yazı yayınladım. Diplomanın usullere aykırı yollarla alındığının kesin olduğuna ve bunun kuralların ihlali anlamına geldiğine işaret ettim. Zaman aşımının bu vakada söz konusu olamayacağını belirttim(*)

 

Yeni bir gelişme oldu. İmamoğlu hakkında, iptal edilen diploması nedeniyle “zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası ve “siyasi yasak” talebiyle iddianame düzenlendi. Muhtemelen bu iddianame mahkeme tarafından kabul edilecek ve İmamoğlu bu suç isnadından dolayı da yargılanacak.

 

Bana kalırsa böyle bir dava açılması yanlış ve gereksiz. Bunun çeşitli sebepleri var.

 

İlk olarak İmamoğlu bu vakada yalnız değil. Onunla beraber 27 kişinin daha diplomaları iptal edildi. Bu kimseler hakkında benzer bir iddianame hazırlandığını duymadık. Üstelik bunların bazıları doğrudan doğruya diplomaya dayandırılan meslekleri icra ediyorlardı. Bu durumda sadece İmamoğlu’nun yargılanması söz konusu olacak. Bunun da bir tür ayrımcılık teşkil ettiği öne sürülebilir. Diğer 27 kişiye dokunulmazken neden İmamoğlu’nun üzerine gidildiği sorgulanabilir. Bu da İmamoğlu’nun başına gelenlerin tümüyle siyasi sebepli olduğunu iddia edenlerin elini kuvvetlendirir. Mamafih, diğer kişilerle ilgili iddianameler de hâlen hazırlanmakta olabilir. Bu yüzden, bu tezi biraz temkinli değerlendirmekte fayda var...

 

Bir diğer sebep İmamoğlu’nun diploma kullanmasını gerektiren bir iş yapmış olmaması. Diplomaya sahip olanların icra edebildiği ve kamu hizmeti niteliği taşıyan bir hizmeti söz konusu değil. Örneğin bir doktor, öğretim üyesi, mühendis veya öğretmen olarak çalışmamış. Daha ziyade aile işleriyle ve daha sonrasında siyasetle meşgul olmuş. Bunları yapması için bir diplomaya ihtiyaç yok. Elbette mesela evliliğinde diploması işe yaramış olabilir ama bu da kamuyu pek ilgilendirmez ve kamusal bir mesele olarak görülemez.

 

İmamoğlu’nun, diploma meselesinde sahtekârlığı ve kuralları çiğnediği inkâr edilemez bir gerçek. Ne var ki kendisi bu süreçte yalnız değil. Bir anlamda ortakları var. Başka bir deyişle bütün bu işlerde bir yaptıran bir de yapan taraf mevcut. Yaptıran İmamoğlu, yapan ise İstanbul Üniversitesi ve bazı yetkili öğretim üyeleri. Tam bir hesap sorma aynı zamanda yargının sadece yaptıranlara değil yapanlara karşı da harekete geçmesini gerektirir. Bunun ne kadar mümkün olduğu ise tartışmaya çok açık. Muhtemelen fazla yol alınabilecek bir alan değil...

 

"Yapılan cezasız mı kalmalı?" diyerek bütün bu söylediklerime itiraz edilebilir. Bir cezasızlık durumu olduğunu sanmıyorum. Her şeyden önce, daha önceden işgal ettiği siyasi makamlardan bağımsız olarak, İmamoğlu diploma meselesi yüzünden cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bu belki de ona verilebilecek en büyük cezalardan biri. Bir diğer ceza bu meselenin İmamoğlu’nun itibar kaybına katkısı. Her ne kadar CHP çevreleri, fanatik İmamoğlu taraftarları, yeminli Erdoğan düşmanları her şeye rağmen olanları görmezden geliyorsa da zaman geçtikçe daha çok bilgi ve belgeler oryaya dökülecek ve İmamoğlu ciddi bir itibar kaybına uğrayacaktır. O kadar ki, belki de en nihayetinde CHP parti ile İmamoğlu arasına bir mesafe koymak zorunda kalacaktır…

 

Diploma iptalleri konusunda icra edilmeleri diploma gerektiren kamusal işlere giren-girişen kimselere dava açılması daha makul ve makbul. Bundan dolayı İmamoğlu’na diploma vakası üzerinden ceza davası açılması bana pek anlamlı ve doğru görünmüyor.

 

.....

 

(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/atilla-yayla/imamoglunun-diplomasi-ve-cumhurbaskanligi-secimleri-647250

 

 

 

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.