Son dönemde gıda sektörü çok hırpalandı… Konuyla ilgili önemli isimler hırpalanmaya yetersiz denetimin sebep olduğunu söyledi ve ekledi:
“Biz bu kuruluşları denetledik… Onların üretimlerinde hata olması söz konusu olamaz…” diyecek bir kurum olmadı… Midye, kokoreç gibi zaten bıçak sırtı olan ürünlerin doğru bir şekilde tüketiciye ulaştığını anlatacak kurumlar sahneye çıkamadı.
Dünya markası yapmaya çalıştığımız gıda sektörü yara aldı.
Denetle, denetlen, arkasında dur anlayışı ile hareket edilemedi. Özetle güvenilirlik öne çıkmadı.
Oysa pandemide güvenilirlik konusunda çok iyi sınav verilmişti.
Sonuçta bu konuda sektörün kendisini gözden geçirmesi noktasına gelindi. Çünkü gelişmeler nedeniyle birçok işletmenin satışı düştü, tüketici ev dışında yemek yerken iki kere düşünmeye başladı.
Ve sektörün en büyük kuruluşu Gıda Perakendecileri Derneği’nin (GPD) 11. Ortak Gelişim Kongresi’ne “güven” damgasını vurdu.
Türkiye’de perakende kayıt altına girdikçe “güven”in öne çıktığı vurgulandı. Böylece yediğimiz içtiğimiz ürünlerin merdiven altından kurtulması süreci anlatıldı.
Türkiye’nin önde gelen bütün perakende markalarının üyesi olduğu GPD’nin Başkanı Alp Önder Özpamukçu’nun şu sözleri çok anlamlıydı:
* Türkiye gıda perakendesinin taşıdığı ekonomik ve sosyal sorumluluğa dikkat çekmek isterim. Organize perakende olarak, bugün market, hızlı servis restoranı, kahve zincirleri ve çözüm ortaklarıyla birlikte 465 binin üzerinde istihdama ve 47 bin satış noktasına ulaşmış dev bir yapıdan söz ediyoruz. 3,5 trilyon TL’yi bulan Türkiye gıda perakendesi içinde organize perakendeciler olarak 1,5 trilyon TL’yi aşan ciro büyüklüğüyle ekonomimizin en dinamik alanlarından biriyiz. Gıda güvenilirliği, yalnızca halk sağlığı açısından değil; ekonomik istikrar ve uluslararası rekabet açısından da stratejik bir konu. Üzülerek ifade edeyim ki Türkiye’de gıda sektörünün önemli bir kısmı hâlâ kayıt dışı kanallarda bulunuyor. Bu durum hem haksız rekabete yol açıyor. Hem de gıda güvenliğinde şeffaflığı engelliyor. Tarladan sofraya tüm süreçlerin izlenebilir, denetlenebilir ve şeffaf olması ulusal güvenlik kadar önemlidir.
Özpamukçu çözümün merkezinde tarım ve hayvancılığın güçlendirilmesinin bulunduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
GPD İnovasyon Ödülleri verildi
Etkinlikte GPD tarafından, gıda ekosistemine destek veren uygulamalara da ödül verildi.
Sektöre yenilikçi katkıları desteklemek için verilen ödülleri Güvenilir Ürün Platformu koordine etti.
Güvenilir Ürün Platformu Feed The Future programı kapsamında gerçekleştirilen İnovasyon Ödülleri’ne başvurarak derece kazanan projeler, Ortak Gelişim Kongresi sahnesinde projelerini anlattılar. Pestisit kalıntılarının teşhisini kolaylaştıran projesi ile Üsküdar Üniversitesi Biyoteknoloji Yüksek Lisans Öğrencisi Lale Oğuzhan ‘İnovasyon Ödülü’ almaya hak kazandı.
Mansiyon ödülleri ise Hayalet Ağlar projesi ile CarrefourSA ve Yerel Tarıma İnovatı̇f Destek Projelerı̇ ile Migros’un oldu.
GPD İnovasyon Ödülleri, gıda tedarik zincirinde ve özellikle tarımda verimliliği artırmak, israfı azaltmak, çevresel sürdürülebilirliği güçlendirmek ve tedarik zinciri boyunca kaliteyi güvence altına almak için geliştirilen projeleri sektörle buluşturmayı hedefliyor.
Tarım bir millî güvenlik meselesi
GPD’nin başkanı sorunların çözümünü güçlü tarıma bağlamıştı.
Antalya’da Türkiye’nin en önemli tarım fuarlarından biri olan Growtech’te bu konu masaya yatırıldı.
Antalya Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Elara Tarım ve Lokman Group Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Öz Antalya’nın tarımda geldiği noktayı aktardı ve şu bilgileri paylaştı:
“Antalya, ülke toplam örtü altının yüzde 41’ine sahip lider il; modernleşmedeki ivmenin de büyük bölümü burada hayata geçiriliyor. Hassas tarım teknolojileri sayesinde yüksek katma değerli ürünler üretmenin ülkemiz için ne kadar kritik olduğunu bir kez daha belirtmek isterim.”
İstanbul Ticaret Odası’nda gıda ile ilgili komitenin başkanlığını yapan Happy Center Genel Müdürü Yavuz Altun, “Tarım ülkelerin güvenlik meselesi. Türkiye olarak, sebzede dünya 4'üncüsü, meyvede dünya 6'ncısıyız. Ama bizim asıl gücümüz, fındıkta, kirazda, kuru incirde dünya lideri olmamızda yatıyor” görüşü ile geldiğimiz noktayı anlattı.
Özgür Tort’un yaklaşımı önemliydi
Gastronomi yazarımız Talip Bayram, GPD’nin etkinliğinde en önemli konuşmalardan birini Migros Grubu İcra Başkanı Özgür Tort’un yaptığını anlattı.
Aynı zamanda GPD’nin başkan yardımcısı olan Tort’un, gıda arz güvenliği için yerli üretime destek çağrısı yaptığını anlatan Talip Bayram’ın değerlendirmesi şöyle oldu:
“Tort’un ‘kelebek etkisi’ benzetmesi çok dikkat çekiciydi: Belki ilk adımlar kârlı olmayabilir, zorluklar olabilir ama yerele yönelip üretimi canlandırmak uzun vadede hem arz güvenliğine hem de ekonomik rekabete katkı sağlar. Migros’un yerli mercimek projesi de bu vizyonun somut örneğiydi: Kayseri Şeker ve yerli üreticilerle iş birliği yaparak, şeker pancarından boşalan tarlalara mercimek ekilmiş, verim artmıştı...
Tort, 'Gelecek yıl, tüm Migros markalı ürünler sadece yerli ürünlerden oluşacak' diyerek bir idealin ve stratejik bir sorumluluğun iradesini de ortaya koymuş oldu.”
Üç önemli kurum sektöre sahip çıktı
Gıda sektörünün yaşadığı sıkıntıların yanında iki önemli kurum daha durdu.
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) yaptığı açıklama ile sektöre tam destek verdi ve şu önemli bilgileri paylaştı:
TÜRES, yaşanan üzücü zehirlenme olayı sonrası yeme-içme sektörünü hedef alan iddialara tepki göstererek, “Sektörümüz düzenli denetime tabi. Birkaç kötü örnek üzerinden devasa bir sektör töhmet altında bırakılamaz” açıklamasında bulundu.
Sonra Güvenilir Ürün Platformu önemli bir çıkış yaptı. Şevket Alaeddinoğlu, Biral Serttaş, Mevlüt Şimşek, Fatih Arslan, Turgut Gülen, Bülent İlçi gibi sektörün sahadaki isimlerini online buluşmada bir araya getirip, sektörün olaya ilişkin görüşlerini kamuoyuna yansıttı.
Bir başka önemli çalışmayı da İhlas Medya’nın aylık ekonomi dergisi Türkiye’de İş Dünyası gerçekleştirdi. Gelenekselleşen Mahkeme Sohbetleri toplantısının ana konusu olarak gıda güvenliğini seçti. Yazı işleri Müdürü Hüsne Pamuk’un koordinesinde gerçekleşen toplantıda TÜRES Genel Sekreteri Rıdvan Turşak, Medipol Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Emine Olum, Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Serap Nazır, Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Görevlisi Çise Gökçe, Muratbey İletişim ve İş Geliştirme Direktörü Gülnur Uluğ, MMY Tantuni Kurucusu Mevlüt Şimşek ve Gastronomi Yazarı Talip Bayram gibi önemli isimler gıda güvenliği konusunu masaya yatırdı.
Toplantıda konuşan Gülnur Uluğ, gıda güvenliğinde tüketiciye de büyük görevler düştüğünü ve bu konuda bilinçlenmenin hayati olduğuna dikkat çekti. Bu noktada ambalaj ve etiket okuma alışkanlığının kazanılması gerektiğini söyleyen Uluğ, "Gıdalar üretim noktalarından son derece güvenilir şartlarda çıkıyor. Fakat satış noktasında alışveriş yaptıktan sonra evimize gidene kadar devam eden süreç de son derece önemli” diyerek, her gıdanın belli korunma şartlarının olduğuna vurgu yaptı.

