Başakşehir on kişi kaldıktan sonra sahanın her tarafında yoğun pres uyguladı. Bu uzun süreli olamazdı. Bir de Nuri Şahin defans bloğunu da orta saha yakınına kadar çıkardı. Amacı takımına kısa bölgede fazla koşmadan pres yaptırmaktı. Fatih Tekke’nin yapacağı iş defans arkasına adam kaçırmaktı. Bu hamlede geç kaldı. Zaten Augusto’nun golü de böyle geldi.
Nuri Hoca takımı geriye çekince
Okay’ın sebep olduğu penaltı tecrübesine yakışmadı. O kolun o yükseklikte ne işi var! Batagov, G.Antep ve Rize maçlarında bir anlık dikkat kaybıyla takımına goller yedirmişti. Shomurodov’un golünde de aynı zaafı gösterdi. Fatih Hoca bu yönü için ona çalışma yaptırıyor mu acaba!
Rakibi eksik kalsa da bordo mavililer topu yeteri kadar hızlandıramadı. İkinci yarıda Nuri Hoca takımını geri çekti. Eksik takımla önde bu yoğunlukta presi sürdüremeyeceği belliydi. Onuachu ve Muçi’nin golleri ardından Bertuğ’un sayısı tansiyonu tavana vurdursa da çok eleştirilen Muçi bir daha sahne aldı ve bordo mavilileri kâbustan uyandırdı.
Şimdi gelelim teklife
Sayın Başkan, ligimizin kalitesini düşüren yıllardır kurtulamadığımız bir bela var. Futbolcular darbe almadan kendilerini yere atar, vakit geçirir, rakip atakların hızını düşürür hatta penaltı, faul alır. Topun oyunda kalma süresi bu sebeple bizde hep düşüktür. Bu da maçların ve ligimizin kalitesini, dolayısıyla yayıncı kuruluşun vereceği parayı düşürür. Derim ki yayıncı kuruluş görüntüsüyle sahtekarlık yaptığı kesin olan futbolcuları her hafta sitenizde afişe edin. Hatta ilgili görüntüyü de yayınlayın. “Haftanın ayıplı futbolcuları” mı dersiniz, “sahtekarları” mı dersiniz... Biz de gazete ve televizyonlarda bunu haber yapalım. Çok geçmeden yıllarımızı yiyen bu zaaftan kurtuluruz. Bazen en iyi ceza itibar cezasıdır. Hazır “Temiz eller” operasyonunu başlatmışken, şimdi tam sırası...

